Özel Arama

23 Aralık 2008 Salı

İLK GECE

KADIN İÇİN "İLK GECE"
Konunun anlaşılabilirliği açısından gerdek gecesini çağrıştıran "İlk Gece" deyimi yerine "İlk Cinsel İlişki" deyimini kullanmak daha doğru olacaktır. Zira, bu konuda elimizde gerçekçi istatistikler bulunmamasına karşın, kadınlarımızın belli bir yüzdesi, evlenmeden önceki bir dönemde ilk cinsel deneyimlerini yaşamaktadırlar.

İlk Deneyimin Önemi..
Bir kadın için ilk cinsel ilişki deneyimi oldukça önemlidir. Cinsel ilişkiyle ilgili problemler yaşayan çiftlerin tıbbi değerlendirilmelerinde, özellikle kadının uyarılamama, çok geç uyarılma, orgazm olamama, veya çok geç orgazm olma gibi sorunlar yaşadığı durumlarda özgeçmişte sıklıkla travmatik (sorunlu) bir ilk cinsel ilişki deneyimi bulunmaktadır. Bu beklenen bir sonuçtur, zira kadın tarafından bakıldığında ilk deneyim, anatomik bir bariyer olan kızlık zarının aşılma zorunluluğu nedeniyle kanama ve beraberinde çoğu durumda az da olsa ağrının yaşandığı bir durumdur. Netice itibarıyla hazırlıksız, uygun olmayan koşullarda ve özellikle de bu konudaki sorumluluğunu ihmal eden bir erkek ile beraber yaşanan ilk deneyimin kalıcı psikolojik etkiler yaratması imkan dahilindedir.

İlk İlişki Mutlaka Ağrılı Mıdır?
Kızlık zarı kadınların %90'ından fazlasında nispeten ince ve esnek bir mukoza parçası yapısındadır. Kadının kendini tümüyle hazır hissettiği durumlarda, "ön sevişmeyle" bölgede yeterli kayganlık sağlandığında, erkeğin de yumuşak davranması ve zorlayıcı hareketlerden kaçınması durumunda, kadın kızlık zarının yırtılması esnasında ağrı hissetmez, veya az bir ağrı hisseder. Cinsel ilişkiden alınan hazzın ön planda olduğu bir durumda bu kadar düşük şiddette bir ağrı uyaranının beynin üst merkezlerinde bilinçli olarak algılanma ve sonradan "hoş olmayan bir anı" olarak hatırlanma olasılığı düşüktür.

İlk İlişkide Mutlaka Kanama Olur Mu?
İlk cinsel ilişkide kanamanın olmaması, kültürümüzde ve diğer bazı kültürlerde kadının bakire olmadığının bir kanıtı olarak kabul edilmektedir. Bu çok büyük bir yanılgıdır. Her kadının anatomik yapısı birbirinden farklıdır ve kızlık zarı bazı kadınlarda o kadar esnektir ki, penis içeriye girdiğinde, ve özellikle de vajina giriş bölgesi yeterince kayganlaşmışsa kızlık zarı yırtılmadan kalır. Bu duruma her 100 genç kızdan birinde ve belki daha fazlasında rastlanabilir. Bazı kadınlarda da kızlık zarının üzerinde yer alan damar yapıları çok az olduğundan, zar yırtılmasına rağmen gözle görülebilen bir kanama gerçekleşmeyebilir.

Kızlık Zarının Çok Kalın Olması Nedeniyle İlişkinin Gerçekleşememesi Mümkün Olabilir Mi?
Bazı durumlarda ilk cinsel birleşme birinci denemede ve sonraki birkaç denemede gerçekleştirilemeyebilir. Bunun en sık görülen nedeni sanıldığı gibi kızlık zarının kalın olması değildir. En sık görülen neden, genç kadının kendini cinsel ilişkiye hazır hissetmemesidir. Bu durumda kadın kendini gevşetemeyecek, vajinanın girişinde yer alan güçlü kaslar kasılı kalacak ve vajina giriş bölgesinde yeterince kayganlık sağlanamayacağından penisin vajinanın girişinde yer alan kas ve kızlık zarı engelini aşması zor olacaktır. Erkek böyle bir durumda genç kadının canının yandığını hissettiğinde belli bir süre sonra girişimden vazgeçecektir.

Ender görülen bir neden de kızlık zarının gerçekten kalın olmasıdır. Jinekoloji kliniğine "ilk ilişkiyi başaramama" nedeniyle başvuran kadınların bir kısmının özgeçmişinde arka arkaya yapılan ilişki girişimleri sonuçsuz kalmıştır ve muayenesinde de gerçekten kızlık zarı kalındır. Bu durumlarda bazen ufak bir cerrahi müdahale ile kızlık zarının doktor tarafından açılması gerekebilir.

Kızlık Zarı Yırtılmasına Bağlı Oluşan Kanama Ne Kadar Sürer?
Kızlık zarının yırtılması esnasında bazen yırtık kızlık zarından vajinaya doğru genişleyebilir. "Deflorasyon kanaması" (deflorasyon kızlık zarının yırtılması anlamına gelen bir kelimedir) olarak adlandırılan bu durum hemen her zaman ön sevişmenin yetersiz olduğu, kadının kendini yeterince hazır hissetmediği bir zamanda, erkeğin "sert hareketlerle" cinsel ilişki denemesinde bulunmasından kaynaklanır. Çoğu durumda erkek kadının ağrı duymasına duyarsız bir şekilde girişimi sürdürmüş ve "yırtık" olması gerekenden daha büyük olmuştur.

Normalde kızlık zarı bozulduğunda kanama en geç yarım saatte durur. Geniş bir yırtık oluştuğunda ise ya hemen başlayan şiddetli bir kanama, veya ilişki bitmesine rağmen uzun bir süre devam eden bir kanama söz konusudur. Yapılan jinekolojik muayenede yırtığın yeri tespit edildikten sonra lokal anestezi, veya geniş yırtıklarda genel anesteziyle yırtık onarılarak kanama durdurulur.

Görüldüğü gibi tamamen doğal bir olay olması gereken "İlk Gece" bazı durumlarda aynı gece veya takip eden günlerde Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanına başvurulmasını gerektirebilmektedir.

Yapılması Gerekenler..
Kalın kızlık zarı gibi çiftlerin elinde olmayan nedenlere bağlı normal dışı durumlar için erkeğin ve kadının yapabileceği bir şey elbette yoktur.

Başarılı bir "İlk Gece" için kadının yapması gereken, eşine hazır olduğu veya henüz hazır olmadığı mesajını net olarak verebilmesi, ön sevişme aşamasının kontrolünü kendi eline almasıdır. Erkek ise kadının kendisinden farklı olan doğasını kabul etmeli, bir kadının cinsel ilişkiye hazır olmasının erkekten daha uzun sürdüğü gerçeğini göz önünde bulundurmalıdır. Daha sonraki ilişkilerin aynası olabilecek bu ilk ilişkide erkek, kadının gevşemesi ve rahatlaması için elinden geleni yapmalı, sabırlı olmalıdır.
İlk ilişkide erkek aşırı zorlayıcı hareketlerden kaçınmalıdır
ilk gece fiyaskosunun nedenleri...
İlk gece"nin çiftler üzerindeki önemi hala çok büyük. Öyle ki sırf bu ilk gece baskısı yüzünden cinsel ilişki başarısızlıkla sonuçlanabiliyor. "İlk gece" sendromuyla ilgili sorunların en yaygın olanı ise "Balayı empotansı" olarak adlandırılıyor. Balayı empotansı, gerdek gecesinde ya da erkeğin genel olarak sonraki cinsel yaşamında ortaya çıkabiliyor.

Neden ilk gece?
İlk gece başarısızlığının temel nedeni genelde erkeğe bağlı olmakla birlikte kadının korkuları da başarısızlığı şekillendiriyor. Ancak genelde ilişkiyi sürdüremediği için erkek suçlu olarak görülüyor. Çünkü kadın çoğu kez ilişkiye izin vermiyor, korkuyor. Sürekli birtakım beklentiler içinde olması da problemi başlatabiliyor.

Efsane hikayeler...
Kadınlar arasında hep ilk gece hikayeleri anlatılır. "Çok canım yanacak, çok kan gelecek" gibi düşünceler vardır. Bu hikayelerden dolayı kadınlar cinsel ilişkiyi çok kötü bir şey zannederler. Bu nedenle istemdışı kasılmalar meydana gelir. Bu kasılmalar yüzünden cinsel ilişki engellenebilir. Hatta bu vajinismusa kadar ilerleyebilir.

Olumsuz faktörler..
Cinsel ilişkinin gerçekleşmesini önleyen faktörler psikolojik nedenlere dayanıyor. Bu nedenle balayı empotansı, erektil disfonksiyon olarak adlandırılan ve halk arasında iktidarsızlık olarak bilinen hastalıktan farklı. İktidarsızlık, devam eden üç ay içinde erkekte istek olduğu halde ereksiyonu sağlamada, sürdürmede ve sonlandırmada problem olması anlamına geliyor. Balayı empotansında da aynı belirtiler var. Ancak bu iki sorunu birbirinden ayıran en önemli şey, iktidarsızlığın organik nedenleri de olabileceği.... Oysa balayı empotansı tamamen psikolojik nedenlere dayanıyor. Bu soruna neden olan psikolojik faktörler şöyle:

Beklenti..
Toplumda yaygın olarak ilk gece için büyük bir beklenti var. Sadece erkek ve kadının değil, ailelerin de üstelik. Ailenin en büyük beklentisi gelinin kız çıkması. Damada yüklenen görev de performans göstermesi. Belki bu durum artık kentlerde yaşanmıyor, ama kırsal kesimlerde hala aile, beklentilerinin gerçekleştiğine dair kanıt bekliyor.

Cinsel bilgisizlik..
Balayı empotansını etkileyen faktörlerden biri de kadının cinsel bilgisizliği. Evlenene kadar cinsel konularda konuşmayan kadın, vücudunu da keşfetmediği için cinsel konularda cahil oluyor. Erkek ise eşinin, magazinel deyimle "geyşa" olmasını, hatta her türlü oyunu ve cilveyi bilmesini istiyor. Bu çelişki ve bilgisizlik içinde ilk gece beklentisi şekilleniyor.

Erkeğin deneyimi yok..
Bu sorunu yaşayan erkeklerin çoğu cinsel bilgilerini ya genelevden sağlıyor ya da pornografik yayınlardan alıyorlar. Birçoğu da evlenene kadar cinsel deneyim yaşamıyor. Erkeğin daha önce hiç cinsel deneyimi yoksa, gerdek gecesi onun için büyük anlam ifade ediyor.

Tedavi
Balayı empotansını yaşayan çiftlere "evcilik oyunu" oynamaları öneriliyor. Bu aslında çiftler için bir tür terapi. Bu terapiyle çiftlere cinsel ilişki olmaksızın sadece birbirlerine yakınlaşmaları tavsiye ediliyor. Böylece ön sevişme öğreniliyor. Birbirlerinin vücutlarını keşfeden kadın ve erkek, baskılardan arınmış olarak sevişmenin hazzına ulaşabiliyorlar kısa sürede

Kızlık Zarının Çok Kalın Olması Nedeniyle İlişkinin Gerçekleşememesi Mümkün Olabilir Mi?

Kızlık Zarının Çok Kalın Olması Nedeniyle İlişkinin Gerçekleşememesi Mümkün Olabilir Mi?

Bazı durumlarda ilk cinsel birleşme birinci denemede ve sonraki birkaç denemede gerçekleştirilemeyebilir. Bunun en sık görülen nedeni sanıldığı gibi kızlık zarının kalın olması değildir. En sık görülen neden, genç kadının kendini cinsel ilişkiye hazır hissetmemesidir. Bu durumda kadın kendini gevşetemeyecek, vajinanın girişinde yer alan güçlü kaslar kasılı kalacak ve vajina giriş bölgesinde yeterince kayganlık sağlanamayacağından penisin vajinanın girişinde yer alan kas ve kızlık zarı engelini aşması zor olacaktır. Erkek böyle bir durumda genç kadının canının yandığını hissettiğinde belli bir süre sonra girişimden vazgeçecektir.

Ender görülen bir neden de kızlık zarının gerçekten kalın olmasıdır. Jinekoloji kliniğine "ilk ilişkiyi başaramama" nedeniyle başvuran kadınların bir kısmının özgeçmişinde arka arkaya yapılan ilişki girişimleri sonuçsuz kalmıştır ve muayenesinde de gerçekten kızlık zarı kalındır. Bu durumlarda bazen ufak bir cerrahi müdahale ile kızlık zarının doktor tarafından açılması gerekebilir.

Kızlık Zarı Yırtılmasına Bağlı Oluşan Kanama Ne Kadar Sürer?

Kızlık Zarı Yırtılmasına Bağlı Oluşan Kanama Ne Kadar Sürer?

Kızlık zarının yırtılması esnasında bazen yırtık kızlık zarından vajinaya doğru genişleyebilir. "Deflorasyon kanaması" (deflorasyon kızlık zarının yırtılması anlamına gelen bir kelimedir) olarak adlandırılan bu durum hemen her zaman ön sevişmenin yetersiz olduğu, kadının kendini yeterince hazır hissetmediği bir zamanda, erkeğin "sert hareketlerle" cinsel ilişki denemesinde bulunmasından kaynaklanır. Çoğu durumda erkek kadının ağrı duymasına duyarsız bir şekilde girişimi sürdürmüş ve "yırtık" olması gerekenden daha büyük olmuştur.

Normalde kızlık zarı bozulduğunda kanama en geç yarım saatte durur. Geniş bir yırtık oluştuğunda ise ya hemen başlayan şiddetli bir kanama, veya ilişki bitmesine rağmen uzun bir süre devam eden bir kanama söz konusudur. Yapılan jinekolojik muayenede yırtığın yeri tespit edildikten sonra lokal anestezi, veya geniş yırtıklarda genel anesteziyle yırtık onarılarak kanama durdurulur.

Görüldüğü gibi tamamen doğal bir olay olması gereken "İlk Gece" bazı durumlarda aynı gece veya takip eden günlerde Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanına başvurulmasını gerektirebilmektedir.

21 Aralık 2008 Pazar

Evlenmeden Önce Neler Yapılmalı

Evlenmeden Önce Neler Yapılmalı

Niçin evleniriz; Temelde hepimiz başka insanlarla iletişim kurmayı arzu ederiz. Olgunlaştıkça da bu his bizi yakından ve derinden sevecek bir kişiyi özleyip, aramaya iter. Almakta vermekte sevginin olmazsa olmaz bölümleridir. Biri olmadan öteki pek uzun ömürlü olmaz. Evlenmenin temel nedenlerinden bir tanesi beraberlik,birine sahip olmak ve birine ait olmak duygusu, bundan doğan yakınlık, can yoldaşlığı, istenmek, anlaşılmak, çocuk sahibi olmak, kendi düzenini kurmaktır. Bunlar vazgeçilmez duygusal öğelerdir. Yine bunlar cinselliği yalnızca fiziksel yönden değil, ruhsal yönden de tamamlar.

Özellikle kadınlar yıllar yılı evlenmeyi ve cinsel ilişkide bulunmayı dört gözle beklerler. Daha çocukluklarından beri her türlü yaşam sorununun evlenince çözümleneceğine inanırlar, ama beraberlik güzel duyguların yanı sıra birçok sorumluluğu ve sıkıntıyı da beraberinde getirir. Evlilik kişilerin bundan sonraki yaşamlarında beraberce kullanacakları sınırlı bir kredidir. Bunu ilk günden tüketebilir ve ya mantık, saygı ve sevgi doğrultusunda bir ömür boyu mutlu olarak kullanabilirsiniz. Cinsellikte bu beraberliğin vazgeçilmez bir parçası ve tamamlayıcısıdır.

Beraberlikte ilk cinsel ilişkinin kusursuz geçmesi gerektiğine inanmışızdır. Oysa bu inancın tam tersine ilk gece gerginlik ve korku içinde geçer. Yeni beraber olan çiftlerin ilk gecelerini birtakım olumsuz duygular içinde olduklarını ve korkularını gizlemek istemeleri de gerginlik ve baskıları daha da arttırır.

Yetersiz cinsel eğitim, daha önceden bilinmeyen ama evlilik süresinde ortaya çıkan çeşitli sağlık sorunları zaten var olan ekonomik sorunlara, toplumsal baskılara ve olumsuzluklara eklenirse cinselliği yok etmeye başlar. Bu yüzden evlilik öncesi bazı hazırlıkları yapmak kişilerin bu olabilecek negatifliklerden uzaklaştırır.

Bunlar nelerdir ;

En önemlisi her iki tarafın evlilik öncesi muayeneye gitmeleridir Erkeğin ve kadının cinsel bir anormalliği yani sağlıklı bir cinsel yaşantıyı engelliyecek problemleri var mı, varsa ve mümkünse bunun düzeltilmesi.

Herhangi bir bulaşıcı hastalık var mı ( sarılık, cinsel yolla geçen bir hastalık, aids ve bu gibi ) varsa gerekli önlemleri alınıp, tedavi edilmesi .

İleride sorun olabilecek herhangi bir sağlık problemi var mı. ( Gizli şeker, kalp hastalığı, hormonal bozukluk gibi )

Bebek sahibi olmayı engelliyecek bir sebep var mı ? Erkeklerde evlenmeden önce sperm sayımı yaptırılması, kadında yumurtalıkların ve hormonal düzenin kontrol edilmesi.

Gebelik esnasında sorun yaratabilecek kan uyuşmazlığı, kadında toksoplasma( çiğ etten geçip kırsal alanlarda yaygın bir enfeksiyondur ) gibi gebeliğin ileri ki aylarında bebeğin ölümüne sebep verebilecek bir enfeksiyonun var olup olmadığının araştırılması gerekir.

Kan uyuşmazlığı kan grubu ile değil kanınızda ki Rh faktörü ile ilgilidir. Yalnızca kadının Rh negatif, erkeğin ise Rh pozitif olduğu durumlarda oluşabilir.


Kadın Rh pozitif, erkek Rh negatif uyuşmazlık yok
Kadın Rh negatif, erkek Rh negatif uyuşmazlık yok
Kadın Rh pozitif , erkek Rh pozitif uyuşmazlık yok


Kan uyuşmazlığının varlığının bilinmesi gebelik öncesinde veya gebeliğin başlangıcında gerekli tedbirlerin alınarak ortaya çıkabilecek rahatsız edici durumları engeller.

Çiftlerin ailelerinde ve ya kendilerinde kalıtsal ( doğumla geçen ) bir hastalık ve ya anormallik var mı varsa bunların derecelerinin araştırılması , değerlendirilmesi eğer riziko payı varsa oluşacak gebeliklerin titizlikle takip edilmesi gerekir.

Özellikle akraba evliliklerinde genetik danışmanın alınması ( bunu hekiminizin tavsiye ettiği bir yerde ve ya hastanelerin genetik bölümlerinde yaptırabilirsiniz )

Akraba evliliklerinde sakat çocuk olmasının nedeni basit olarak şöyle izah edilebilir ;

Her insanın yapısında var olan ama bulunduğu şekli ile kişide ciddi rahatsızlıklar yaratmayan birtakım anormallikler vardır ( teknik olarak herkesin genetik şifresinde ki bazı yerlerde zararsız bozukluklar vardır ) aynı sülaleden gelen kişilerde bu bozuklukların aynı yerlerde olma olasılığı fazladır. Doğacak bebeğin yapısını oluşturacak formülün yarısını anneden yarısını da babadan alacağı için aynı kökenden gelen kişilerin her ikisinin de vereceği formülde aynı yerde bozukluk olma olasılığı yüksektir. Ve böyle bir bozukluk olursa verilen şifrede aynı yerde bozukluk olacağı için ciddi sakatlıklar görülecektir.

Teknik olarak her iki taraftan gelecek genetik şifre bozukluklarının aynı yerde ise çocukta o basamaktaki gen tamamen bozuk olacaktır.

Vajinal Kuruluk

Sağlıklı bir cinsel ilişki için vagina kayganlaştırılmış olmalıdır. Vagina girişinde ve rahim ağzındaki özel salgı bezleri (Bartholin ve Skene bezleri) sümüksü kıvamda kaygan bir sıvı salgılayarak vajen kayganlığını sağlamaktadırlar. Bu salgı ilişki öncesi dönemde kadının cinsel olarak uyarılması ile optimum seviyededir.

Bazı durumlarda vagina kayganlığı yeterli olmaz ve vajinal kuruluk yakınması oluşur. Böyle bir durumda cinsel ilişki beklenen düzeyde değildir ve kadın açısından ağrılı olabilir.

Vajinal kuruluk yakınması genellikle menopoz sonrası yıllarda kadınlık hormonu (estrojen) eksikliğine bağlı olarak oluşur ve menopoz tedavisi ile giderilir. Ancak normal erişkinlik yıllarında da vajinal kuruluk yakınması olabilir.

Üreme çağında vajinal kuruluk nedenleri:

Yeterli cinsel uyarının olmaması
Cinsel isteksizlik
Depresyon
Vajinal enfeksiyonlar
Hormonal dengesizlikler ("hiperprolaktinemi")
Emzirme (laktasyon) dönemi

Vajinal kuruluk nedeni saptandıktan sonra tedavi ona göre planlanır.

Günümüzde vajinal kuruluk yakınması olan kadınların kullanabileceği vajen kayganlığını arttırıcı jeller kullanılmaktadır. Jel, cinsel ilişki öncesi vajene uygulanarak vajen kayganlığı sağlanmaktadır.

Menapozda Görülen Belirtiler Ve Tedavi Yöntemleri

Menapozda Görülen Belirtiler Ve Tedavi Yöntemleri

Vazomotor Belirtiler: Vazomotor belirtilerin en tipik örnegi ates basmasidir. Ates basmasinda bas, boyun ve gögüs bölgesinde ani kizariklik, vücut isisinda artis ve daha sonra asiri bir terleme ile karakterizedir. Bu degisiklikler genellikle birkaç saniye sürmekle beraber, bazen bir saatte kadar uzayabilir. Genellikle 1-2 yil sürmesine karsilik, kadinlarin % 25’inde 5 yildan daha uzun sürebilir. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, en önemli faktörün östrojen hormonu seviyesindeki düsme oldugu düsünülmektedir.

Atrofik Degisiklikler: Bu degisikliklere bagli olarak vajina ve idrar yollarini örten epitel tabakasinda incelme ve esneklik kaybi görülür. Ayrica vajinada kuruluk yine görülen belirtilerden birisidir.

Psikofizyolojik Degisiklikler: Menopozda ruhsal problemlerin artigina dair genel bir kani olmasina karsin, yapilan çalismalar bunu desteklememektedir. Ayrica menopozda depresyonun daha sik görüldügü görüsüde artik kabul edilmemektedir. Ancak ates basmalarina bagli olarak hastanin uyku kalitesi ve dolayisi ile günlük yasam kalitesinde bir bozulma görülebilir. Hormon replasmani ile uykuya dalma zamani azalmakta, uykunun REM dönemi uzamakta ve sonuç olarak uyku kalitesi artmaktadir. Bu nedenle kadinlar kendisini daha iyi hissetmektedir. Ayrica depresyondaki menopozal hastalara depresyon ilaçlarina ek olarak hormon tedavisi verildiginde daha iyi bir düzelme saglanmaktadir.

Kalp-Damar hastalik riskinde artma

Osteoporoz (kemik erimesi)


Tedavi Yöntemleri



Menopozda görülen belirti ve degisikliklere yönelik olarak ençok tercih edilen yöntemi hormon replasman tedavisidir. Genel olarak östrojen ve progesteron hormonlari birlikte verilmektedir. Progesteron verilmesinin ana amaci östrojene bagli olarak artan rahim kanseri riskinin önlenmesidir. Hormon tedavisi birçok sekilde verilebilir. Bu yöntemlerin belli baslilari sunlardir:





Östrojen ve progesteron içeren haplarin ardisik verilmesi

Östrojen ve progesteron içeren haplarin hergün birlikte verilmesi

Östrojenin patch seklinde cilde yapistirilmasi ve agizdan alinan progesteron ile kombine edilmesi

Bunlarin disinda pellet seklinde ciltaltina uygulama, kas içine enjeksiyon ve vajinal uygulama gibi yöntemler nadiren kullanilmaktadir.




Bütün tedavi yöntemlerinde günde 500 mg kalsiyum verilmesi tedavi etkinligini artirmaktadir. Ayrica 70 yasin üzerindeki hastalarda günde 800 mg/gün ve günesin az oldugu yerlerde yasayanlarda kis aylarinda 400 mg/gün Vitamin D önerilmektedir.

Sifiliz (Bel Soğukluğu)

Sifiliz (Bel Soğukluğu)

Cinsel temasla veya yara yerinden (bütünlüğü bozulmuş deriden) bulaşan ciddi bir bakteriyel hastalıktır.

Vücutta kan yoluyla dağıldığından hayati organlara büyük zararlar verebilir.

Frengi 10-90 gün içinde, ortalama 21 günde belirtilerini verir. Bunlar:

Şankr (ağrısız, düzgün yüzeyli, kırmızı, temas yeri olan genital bölgede bulunan yaralardır)
El ayasında veya ayak tabanında renksiz lekeler veya çizgiler
Deri lezyonları
Ağızda ve boğazda tahriş
Raş (döküntü)
Saçlarda dökülmeler

İlerlemesi durumunda kalp ve merkezi sinir sistemi tutulumuna bağlı olarak ölüm veya felçler gelişebilir.

Erken teşhisle kesin olarak tedavisi mümkündür.

Aıds Korunma Yolları

Aıds Korunma Yolları

İngilizce "Acquired Immune Deficiency Syndrome" baş harflerinin kullanımı ile kısaltılan ve dilimize "Kazanılmış (Edinilmiş) Bağışıklık Eksikliği Sendromu (EBES)" olarak çevrilebilen viral (virüs kökenli) kökenli bir hastalık tablosudur.

Vücudun bağışıklık sistemini çökerten HIV virüsünün yol açtığı AIDS hastalığı dünyada her gün ortalama 16 bin kişiyi pençesine düşürmektedir. Hastalık kişilerde; bağışıklık sistemini çökerterek vücudu her türlü mikroba karşı dirençsiz bırakmaktadır.

HIV virüsü taşıyıcılarda uzun yıllar sessiz kalıp hiç bir belirti vermeyebilir, diğer hastalıkların oluşumunu sağlayarak güçsüz kalan organizmayı sinsi bir şekilde yok eder.

AIDS 25 - 44 yaşlar arasındaki erkeklerde birinci, kadınlarda ise üçüncü sıradaki ölüm nedenidir. Bulaşma şekilleri :

Enfekte kan ürünlerinin nakli veya enjektörlerin kullanımı

Prezervatif kullanmaksızın cinsel temas (vajinal veya anal sex)

Derideki bir çatlak veya açık yara ile temas eden enfekte vücut sıvısı

İyi sterilize edilmemiş aletlerle kulak delme, dövme (tatoo), piercing, diş çektirme, sünnet

Hamilelik, doğum, emzirme yollarıyla

AIDS; sarılma, aynı bardaktan su içme veya yemek yeme durumlarıyla geçmez. Hastalıklı kişilerin sivrisineklerle teması da hastalığı yaymaz.

HIV virüsü tükürükte de tespit edilmiştir ancak öpüşmeyle bulaşma riskinin pek olmadığı düşünülmektedir.

Unutulmamalıdır ki, bir insanın sağlıklı görünmesi onun HIV taşımadığı anlamına gelmez.

AIDS'in belirtileri zayıflamış bağışıklık sistemine özgü belirtilerdir. Bu yüzden bu belirtiler AIDS'in spesifik belirtileri değillerdir.

Bunlar:

* Günler veya aylar süren ateş
* Gece terlemesi
* İştah azalması
* Uzun süreli yorgunluk hissi
* % 10 dan fazla kilo kaybı
* Eklem yerlerinde ve kaslarda ağrı
* Nedeni belirsiz , uzun süreli boğaz ağrısı
* Nedeni belirsiz lenfadenopati (lenf bezlerinin şişmesi)
* Uzun süreli ishal (diare)
* Tekrarlayan enfeksiyonlar
* Vücudun belli yerlerinde çıkan ve iyileşmeyen yaralar
Tüm bu belirtiler daha bir çok viral hastalıklarda da görülebileceğinden ötürü kesin hastalığı kesin olarak ayırt etmez.

Korunma Yolları

Gerçektende aşağıdaki kurallara uyulursa bu hastalıklardan korunmak mümkündür .

Tanımadığınız bir kişiyle cinsel ilişkide bulunmamak korunmanın en güvenli yoludur.

Her türlü cinsel ilişkide prezervatif kullanılmalıdır.

Tek eşlilik (monogami) diye adlandırdığımız " tek bir cinsel partnerin bulunması " önemlidir.

Cinsel partnerinizin geçmişinde böyle bir hastalık olmasa da korunma yollarını tercih edilmelidir. Bazen partneriniz size doğru söylemiyor olabilir .

Cinsel ilişkiden önce partnerinizde olabilecek olası bulguları dikkatlice inceleyin, eğer ondan şüpheleniyorsanız veya partneriniz çok partnerli ise ilişkide bulunmayın.

Eğer sizde bir CTBH varsa bunu partnerinize bildirin ve cinsel ilişkiden uzak durun.

Hamilelikten korunmak için prezervatif dışı yöntemler uygulayan bayanlar bu yöntemleri her ne olursa olsun partnerine prezervatif kullandırmalıdır .

Başkasıyla herhangi bir nedenle aynı enjektörü kullanmaktan kaçının.

Kan ve kan ürünlerinin kullanımında dikkatli olunmalıdır.
Temizlik şarttır. Başkasının özel aletlerini kullanmayınız, kendi özel aletlerinizi de kullandırtmayınız. Eğer bu aletleri kullanmak veya kullandırmak zorunda kalırsanız bir daha kendiniz kullanmadan önce kolonya veya alkolle dezenfekte ediniz.

Şüphelendiğiniz durumlarda bir acilen doktora başvurunuz.

Günümüzde AIDS'in tedavisi ile ilgili oldukça geniş boyutta ve maliyette çalışmalar devam etmektedir. Şu ana kadar bulunmuş ilaçlar, hastalığa yakalanmış kişilerde ancak yaşam sürelerini arttırabilmiştir.

Henüz kesin bir tedavi şekli veya aşısı yoktur. O yüzden hastalığa yakalanmadan korunmak son derecede önemlidir.

Varikosel

Varikosel

Testisin komşusu bulunan ve "pampiniform pleksus" adı ile anılan toplar damarların genişlemesidir. Tıpkı bazı insanların bacaklarında oluşan varisler gibi, bu bölgedeki damarların da genişlemesi ağrıya ve sancıya yol açabilir. Sol taraftaki toplar damar topluluğu giderek böbrek toplar damarına döküldüğünden yaşlı bir kişide birdenbire ortaya çıkan bir sol testis varikosel'i bir böbrek urunun oluşup, böbrek toplar damarına baskı yaptığı anlamına gelebilir.

Bu damarların genişlemesi sadece ağrıya yol açtıklarından değil, testis dokusuna baskı yapıp körelmesine yol açabildiklerin den tehlikelidir. Skrotum {testis torbalarını) taşıyıcı (suspansuar) giyilmesi geçici bir çare olabilir. Bu durumun tedavisi, bu damarların kasık kanalı iç ağzı çevresin do bağlanmasıdır.

Penis protez çeşitleri

Çeşitleri mevcuttur.Ancak temel olarak iki tiptir. Eğilip bükülebilir ve şişirebilir protezler. Çok parçalı şişirebilir protezler fizyolojik duruma daha uygun, ancak mekanik arıza yapma şansı yüksek, eğilip bükülebilir protezler ise devamlı sert olması nedeni ile fizyolojik duruma uygun olmayan ancak mekanik arıza şansı bulunmayan protezlerdir. Penil protez tipinin seçiminde hasta ve eşiyle avantaj-dezavantajları çok ayrıntılı olarak tartışıldıktan sonra birlikte karar verilmelidir.

Penis Protezleri

Cerrahi müdahaleyle penisteki kavernöz cisimler içine, sertleşmeyi temin eden bir çift protez yerleştirme şeklinde bir tedavidir. Protez sertlik olmamasına bağlı cinsel ilişkide bulunamama sorununu tamamen çözecektir. Bunun dışında ejakulasyon (boşalma), orgazm veya cinsel arzu (libido) durumuna olumlu veya olumsuz hiçbir etkisi olmayacaktır. Cinsel ilişki sırasında eş ile hiçbir zorluk veya sıkıntı yaratmaz, hatta partner protez olduğunu bilmiyorsa farkına dahi varmaz.

Adet Kanaması Sırasında Cinsel İlişki

Adet kanaması sırasında cinsel ilişki kurulur mu ? gebe kalınır mı?



Bunun cevabı için adet kanamasının ne olduğunu bilmek gerekir.Adet kanaması kadın rahmi içindeki bir dokunun kanayarak dokulmesidir.Bu doku gebelik sırasında bebeğin yapıştığı ve beslenmesi için gerekli koşulları sağlayan özel bir yapıdır.İşte bu doku gebelik oluşmadığı her ay bir dahaki yumurtlamaya yeniden hazırlanması için üstteki tabakasını kanayarak doker ve alttan yeni doku oluşmaya başlar.



Adet kanamasına ait gerçek dışı uydurmalar;Vücuttaki kirli kan atılması gibi, zehirli olduğu,vücuttan atılmasa kişiyi zehirlediği, pis olduğu ,bu sırada ilişki kurulursa kısır olunacağı gibi bu şeyler tamamen yanlıştır.



Adet sırasındayken seks yapılıp yapılamayacağın cevabı ise koşullara ve kişilere ,vede kişilerin inançlarına göre farklılık gösterir.



Adet sırasında yani kadının menturasyonu sırasında prezervatif (kondom - kılıf) ile seks yapılmasında ne kadın için nede erkek için tıbbi olarak bir sakınca yoktur, ne kadın nede erkek bedensel bir zarar görmez. Eğer prezervatifsiz cinsel ilişki kurulursa kadın veya erkeğin mikrop kapma şansı olabilir.Çok nadir de olsa adet kanaması sırasında gebe kalma olasılığıda mevcuttur,bunu da göz ardı etmemek gerekir.



Cinsellik kişilerin bedensel ve de beyinsel özgürlüklerdir.Bu yüzden kendisi için istediği bir şeyi eğer tıbben yasaklanmamışsa koşullarına,inançlarına ve de ahlaki değerlerine göre yaşayıp yaşamayacağına ,yaşayıp yaşamak istemediğine veya yaşamaya kendisi karar verir.Tıbben bir zararı prezervatif kullanmak kaydı ile yoktur,bu yuzden karar vermek size kalmıştır.



Bir çok kadın adetliyken kendilerini itici bulurlar, ve de erkeklerin bu hallerinden rahatsız olabileceklerini düşünürler,oysaki bazı rahatsız olan bunu itici bulan erkekler olduğu gibi ,bundan rahatsız olmayan, kadını adet döneminde de arzulayan ve bu sırada cinsel ilişki kurmak isteyen, cinsel ilişki kuran ve de bundan zevk alan bir çok erkekte mevcuttur.

O halde kadınlara seslenelim; adet dönemi doğanın kadınlara verdiği üstün yetenek olan gebelik ve doğum olayının bir parçasıdır.Pis değil,doğal ve de gerekli bir süreçtir.Siz kendinizi pis zannederseniz karşınızdaki insanda size pismişiniz gibi davranır.Kendinize ve size verilen bu üstün olaya saygı duyun, sizler üreticisiniz, ve hepimizin bir annesi var veya vardı, onlarda adet görüyorlar veya görüyorlardı, onlar canınız annelerinizde mi pisti, hayır biliyorsunuz ki onlar temiz ve saftırlar, güzeldirler, sizde bayansınız sizde saf ve temizsiniz hem de her halinizle.



Adet sırasında seks bir çok insan tarafından yaşanmaktadır.Kadın açısından baktığımız zamanda kadınların bir çoğunda adet döneminde cinsel istek artışı görülür, kimileri bunu yaşarken, kimilerde bunu baskılar.Bazı kadınlar adet döneminde cinsellik yaşamanın bu dönemdeki gerilimlerini azalttığını veya yok ettiğini, bazıları ise aynı zamanda adet sancılarını hafiflettiğini veya yok ettiğini söylemektedir

Penis Ağrısı Ve Şişmesi

Penis Ağrısı Ve Şişmesi

Parafimoz: Sünnet derisi kendi kendine penisin arka tarafına doğru öne gelmeyecek şekilde büzüldü ve çok şişti. Bu durum antibiyotikle veya tam ya da kısmi sünnetle tedavi edilebilir.

Balanit: Penisinizin ucu iltihaplandı ve tahriş oldu. Buna mantar veya bakteri enfeksiyonu veya kimyasal tahriş (giysilerde kalan kuru temizleme maddeleri) neden olur. Çoğunlukla sünnet olmamış veya şeker hastası erkeklerde meydana gelir. Antibiyotik almanız, hayalarınızı temizlemeniz ve ağrı giderici merhem kullanmanız gerekebilir.

Priapizm: Hiçbir neden yokken, cinsel arzu veya faaliyette bulunmadan ereksiyon oluyor. Buna genellikle penisi sertleştiren kanın ani ve çoğu kez bilinmeyen bir nedenle boşalmaması yol açabilir. Bazen bir hastalık ya da omurilik sinirlerinin yaralanması, bezlerdeki bir durum veya ilaçtan kaynaklanabilir. Gerektiği gibi tedavi edilmezse, ereksiyon bir daha mümkün olmaz.

Kanser: Sünnet olmamışsanız fark edemeyeceğiniz küçük, sivilceye benzer bir şey oluştu ve artık kanıyor veya akıntı yapıyor. İdrar yapmak ağrılı hale gelmiş olabilir ve kasıklarınızda yumrular oluştu. Penis kanseri çok ender görülür, çoğunlukla erken teşhis edildiğinde tedavi edilebilir.

Kendiniz Ne Yapabilirsiniz?

Penis ağrısı çoğunlukla kendi kendine tedavi edilemez. Örneğin ağrıyan veya şişen sünnet derisini zorla öne götürmek veya tahriş olmuşsa altını temizlemek tavsiye edilmez. Eğer cinsel ilişki sırasında ve sonrasında ağrı varsa, bu eşinizin vajinasının kuruluğundan kaynaklanabilir.

Penisinizin ucunda cinsel ilişkiden sonra yara oluşuyor ve siz lateks prezervatif kullanıyorsanız, lateks olmayan bir prezervatif veya başka korunma yöntemini deneyin. Ağrı geçiyorsa, muhtemelen latekse karşı alerjiniz var demektir. Lateks olmayan prezervatifler HIV virüsü de içinde olmak üzere cinsel ilişkiyle bulaşan hastalıklara karşı koruyucu değildir.

Önleme

Önemsiz tahriş ve iltihaplar çoğu kez temizlikle, özellikle sünnet olmadınızsa, cinsel ilişkiden sonraki temizlikle önlenebilir. Sabun ve suyla yıkamaktan başka özel bir şey yapılması gerekmez.

Cinsel İlişki Acı Verirse

Bu tip rahatsızlıklar çok yaygın görülür, ancak dereceleri ve nedenleri çok değişkendir. Basit batmalardan çok şiddetli acılara kadar, jenital rahatsızlıklar çok geniş bir yelpaze üzerinde dağılır. Acılar hafif, dayanılır oldukları zaman kadınların büyük çoğunluğu doktora başvurmaya gerek görmüyor ve bunların normal ve geçici olduğunu düşünüyorlar. Kadınlar ancak acıların şiddeti artığı zaman doktora gidiyor. Fakat bu tip rahatsızlıklarda en ufak bir belirti bile gözardı edilmemeli. Bugün çok küçük bir sorun gibi görünen şikayetler, yarın kısırlığa bile varan ciddi problemlerin başlangıcı olabilir.

Eğer cinsel ilişki sırasında acı duyuyorsanız, sizin anlattıklarınız teşhis koymada yol gösterecektir. Bunun için doktorunuza yaşınızı, cinsel yaşamınızı, daha önce geçirmiş olduğunuz enfeksiyon ya da alerji gibi rahatsızlıkları, kullandığınız doğum kontrol yöntemlerini, acıların türü ve nerede olduğu konularında bilgi vermeniz gerekir. Kesin tanının konulabilmesi için, bütün bu bilgilerin doğru verilmesi gerekir.

Acının hangi bölgede hissedildiği önemli
Genital ağrıların yeri tanı için büyük önem taşır. Genel olarak acıların bölgeleri ikiye ayrılır: Yüzeydeki ve derindeki acılar.

Yüzeydeki acılar: Vajina girişinde meydana gelen acılar için yüzeysel acılar terimi kullanılır. Bu tip acıların genel belirtileri kaşıntı, yanma hissi, tahriş ve akıntılardır. Bu belirtiler akla ilk olarak enfeksiyon, mantar ya da alerjik bir sorunu getirir. Daha önce yaşanmış olan bir mantar sorunu da, mukozada küçük izler bırakmışsa, ilişki sırasında acı hissedilmesine yol açabilir.

Derindeki acılar: İlişki sırasında vajinanın girişinde değil, daha derininde hissedilen, hatta karın bölgesine bile vurabilen ağrı ve acılardır. Bunlar endometrite, salpingite ya da yumurtalıkları ilgilendiren belirtiler olabilir.

Ayrıntılı bir muayene şart

Hastanın anlattıkları doğrultusunda jinekolog, vajinanın durumunu, bir kızarıklık olup olmadığını, enfeksiyon ve enfeksiyon türü rahatsızlıkların belirtilerini, herhangi bir tahriş ya da yırtılma olup olmadığını kontrol eder. Ayrıca el muyanesi yardımıyla acının yerini de tespit etmeye çalışır. Eğer jinekolog gerek görürse, çeşitli labaratuvar tetkiklerinin yapılmasını da isteyebilir.

Mukoza kuruluğu vajinal acıda büyük rol oynar
Cinsel ilişki sırasında kadınların yaşadığı acıların öncelikli nedeni, mukozanın yeterince kaygan olmamasıdır. Bunun birçok sebebi vardır: Yorgunluk, stres, partnerle uyumsuzluk, doğumkontrol hapı ya da diğer ilaçların mukozayı yıpratması, hormon salgılanmasında azalma, menopoz gibi nedenler vajinada kuruluk meydana getirir ve bu da cinsel birleşmeyi zorlaştırır. Böyle durumlar da acı hissedilmesine yol açabilir.

Psikoloji çok önemli

Tıbbi olarak açıklanamayan sorunların kökeninde genellikle psikolojik problemler yatar. Aşk ve cinsel istek olmasına rağmen ilişki sırasında kasılmaların ya da acıların yaşanmasının altında, çocukluk ya da gençlik döneminde cinsellikle ilgili kötü anıların varlığı aranır. Veya yetiştirilme tarzının getirdiği etkiler kadının beyin olarak cinselliğe hazırlanamamasına yol açabilir ve bu da ilişkileri zor ve acılı kılabilir.

Uygun bir tedavi

Vajinal kuruluk durumunda kayganlaştırıcı bir krem kullanılarak cinsel ilişki kolaylaştırılabilir. Menopoz dönemindeki kadınlarda bu kremlerin yanısıra, hormon tedavisinin uygulanması da önemlidir. Bu tedavi sayesinde menopozun diğer yan etkileri de ortadan kaldırılır ve kadın psikolojik olarak da rahatlar.
Enfeksiyonlar söz konusu olduğunda, ağızdan alınacak ya da lokal antibiyotik tedavisiyle enfeksiyon dindirilir.

Doğum sonrası cinsel ilişki acıların dindirilmesinin en iyi ilacı sabır ve zamandır.
Jinekolojik rahatsızlıklarda tedaviler farklılaşır. Endometriyozis durumunda kuvvetli projestatiflerin alınması gerekir. Bazen cerrahi müdahale de söz konusu olabilir. Kistlerin %90 ı kendiliğinden geçerken, kalanı için uygun tedaviler yapılır.

Ağrı ve acıların nedeni psikolojikse, en iyi ilaç hastanın kendisidir. Böyle durumlarda hastanın önce kendi beyninde sorunu kabul edip, bunu partneriyle konuşması gerekir. Partnerinin ona yardımcı olması, kendisini güvende ve rahat hissetmesini sağlar.

Bekaret

Geleneksel anlamda bakirelik cinsel deneyimi olmamayı ifade ediyor. Bu tanım her iki cins için söz konusu olsa da toplum bekareti yalnızca kadına yönelik olarak kutsallaştırmış.

Erkeğin bekaretini kaybetmesi erkekliğe atılan bir adım olarak algılanırken, kadının bekareti ancak evlendiği erkeğe sunulacak bir hediye olarak kabul ediliyor. Bu inanış doğrultusunda çoğu toplumda evlilik öncesi cinsel ilişkiye bir sınırlama getirilmiş. Üstelik bekareti daha da kutsallaştırmak için çoğu kez bekaret hakkında konuşmamak yeğlenmiş. Dolayısıyla 21. yüzyılda bekaret hâlâ bir tabu olma özelliğini koruyor.


“Annem bekaretimin benim için çok önemli olduğunu belirtirdi. Hatta bir gün bekaretimin kocama sunacağım bir hediye olduğunu, bu sebeple onu şimdilik saklamam gerektiğini söyledi.” B.T 27 yaşında


Bugün birçok aile için çocuklarının cinsel yönden sağlıklı olup olmadıkları, güvenli ve sağlıklı seks yapıp yapmadıklarından daha önemli olan şey, onların bakire olup olmadığı. Bu tavır özellikle kız çocuklarının ailelerinde daha yoğun bir biçimde sergileniyor. Oysa gençler cinsellik hakkında en sağlıklı bilgilere ancak aileleriyle konuşarak ulaşabilir.

Ancak çok geniş bir kesimin mesajı her zaman “Bakire kal!” şeklinde olduğu için, bu iletişim ya hiç başlamaz ya da bu kesin mesajla sona erer.

Geleneksel yapının bakirelik hakkındaki bu kesin yargısına karşılık popüler kültür, özellikle de medya kadının cinsel yönden aktif olduğuna ilişkin bir tavır sergiliyor. Gerek şarkı sözlerinde, gerek basındaki fotoğraflarda, gerekse TV'de yer alan popüler isimlerin yer alış biçiminde cinsel figürler ön planda. Bu sebeple cinsellik ekranın arkasındakiler için giderek daha fazla bir baskı oluşturuyor.

Bekaretin toplum tarafından tabu haline getirilmesi, özellikle cinselliğini henüz yeni keşfedenlerde fiziksel ve ruhsal birtakım sorunların çıkmasına sebep oluyor. Kadınların en büyük kabusu olan “gerdek gecesi sendromu”, yine bekaretin bu kadar kutsal olduğuna dair bir şartlanmadan ileri geliyor. Hatta kimi kadınlarda bu sendrom giderek daha büyük bir sorun olup, frijitliğe kadar varabiliyor.



“Bana ailemdeki en yakın kişi olan annem, bekaretin çok önemli olduğunu ve ilk ilişkimi evlendiğim gün kocamla yaşayacağımı söylerdi. Giderek gerdek gecesi benim için çok büyük bir kabus oldu. Evlendiğim gün ise kocamla cinsel ilişkiye girmekten çok korkuyordum. Bu sebeple çok ağrılı bir cinsel birliktelik yaşadım. İlk geceden sonra kendimi kirlenmiş hissettim ve bir daha ilişkiye girmek istemedim. Ancak uzun süren bir tedaviden sonra eşimle birlikte olabildim.” S.F. 37 yaşında


Türkiye ve gelişmekte olan ülkelerde bekaret sebebiyle işlenen cinayetlerin sayısı hiç de azımsanmayacak ölçüde. Özellikle doğuda bakire olmadığı için kızını, kardeşini ya da akrabasını öldüren, öldürmeye teşebbüs eden birçok kişi var. Üstelik bu cinayetler töreler tarafından da onaylanmakta ve toplum tarafından meşru görülmekte.

Bakirelik hakkındaki bu görüşler kadının ister istemez bekarete karşı çekimser bir tavır sergilemesini beraberinde getiriyor. Sevgilisiyle cinsel yönden her türlü şeyi yaşamasına karşın sadece bu şartlanmadan dolayı kızlığını koruyan kadınların sayısı azımsanacak gibi değil. Kızlığını kaybetmek istemeyen kadınların korkulu rüyalarından biri de, bir sonraki ilişkilerinde beraber oldukları erkeğin bakire olmadıkları için kendilerinden ayrılabilecekleri ya da birlikte olmak istemeyeceklerini düşünmeleri. Aslında bu düşünce pek de yanlış sayılmaz. Çünkü birçok erkek birlikte olduğu kadının bakire olup olmadığını çok fazla önemsiyor.

Erkeklerin, toplumun, ailenin ve törelerin bakış açısı ne olursa olsun bedenimizden ve davranışlarımızdan yalnızca kendimiz sorumluyuz. Bu yüzden kendimiz için en doğru kararı verip, cinsel ilişkiye girmek ya da girmemek özgürlüğüne sahip olmalıyız. Birlikte olmaya ve bu birlikteliği kiminle yaşayacağımıza karar vermek, bu konuyu başkalarıyla konuşmak, kişisel bir doğum kontrol yöntemi uygulamak çoğu zaman bedenimize ve geleceğimize sahip çıkmanın aşamalarından biri. Bu sebeple sağlıklı birliktelikler kurmak ve kendimizle barışık olmak için, tercihlerimizi toplumsal törelerin, tabuların ve değer yargılarının esiri olmaksızın özgür irademizi kullanarak yaşamalıyız.

Erken Boşalmayı Önlemenin Yöntemleri

Yöntem 1

Başlamış olan bir orgazm refleksini geri döndürmenin en iyi yollarından birisi skrotum (testis torbası) ile anüs arasındaki tam orta noktaya kısa ve güçlü ani basınçlar uygulamaktır; ayrıca penisin kavernöz cisimlerinin tam vücuda yaklaştığı yere de benzer biçimde 8-10 basınç uyguladığınızda başlamakta olan bir orgazm refleksi durdurulabilir. Burada önemli olan psikolojik uyarılardan birisi, eşinizin dikkatini başka bir yöne çekmektir. Eşiniz geri dönülmez noktaya yaklaştığının işaretini size verdiği zaman mutlaka bu uyarımı verin ve ilişkinin durmasını sağlayın. Eşiniz biraz dinlendikten sonra tekrar uyarıma geçebilirsiniz.

Yöntem 2

Bu yöntemi erkek uygulamalıdır. Penisin vajinadan çıkarılıp, çok sığ ve yavaş girişlerle devam edilmesi, boşalmaya yakın tamamen dışarı çıkarılması ve biraz sonra devam edilmesi gerekir. Taocu sevişme yönteminin özü de bu yönteme dayanır.

Yöntem 3

Eşinizin kritik noktaya yaklaşması halinde bir kaç kez derin nefes alarak aşağı doğru basınç uygulaması (ıkınması) geçici olarak boşalmayı durdurur.

Yöntem 4

Bu yöntem için kadının üstte olduğu pozisyonlar seçilmelidir. Kritik noktaya gelindiği zaman penis dışarı çıkarılmalı ve penisin başının çevresi baş ve işaret parmağı ile ani olarak sıkıştırılmalıdır. 4-5 sıkıştırma uyarısı erkeğin orgazm refleksini kaldıracaktır.

Yöntem 5

Boşalma sırasında testisler yukarı doğru çekilir. Bu çekilmenin engellenmesi orgazm refleksini geri döndürebilir. Bunun için yukarı çekilmekte olan testisleri baş parmağınız ile işaret parmağınızın altında kalacak biçimde testis torbasını boğumlayan ve yukarı çekilmekte olan testisleri baş parmağınızla işaret parmağınızın oluşturduğu halkanın altında bırakacak biçimde sıkıştırın ve acıtmadan hafifçe testislere aşağı doğru basınç verin.

Yanlış bildiklerimiz

Erkekler duygularını belli etmez; her zaman karşı cinse güçlü olduğunu hissettirmelidir. Kadına karşı hep baskın olmalıdır.

Erkekliğin ölçüsü cinsel güç ve erkeğin cinsel performansıdır. Ne kadar fazla cinsel ilişki de bulunursa bir erkek o kadar güçlüdür.

Her zaman erkek yöneticidir ve her şeyi zaten doğal olarak bilir! Kadın ise pasif kalmalıdır.

Erkekler her zaman cinsel ilişkiyi isterler ve her zaman “sapasağlam” hazır olmalıdırlar.

Cinsellik aslında sadece penisin vajinaya girmesinden ibarettir.

Kadınlar cinsel ilişkiden çok zevk alırlar.

Cinsellik için mutlaka ereksiyon gereklidir.

Cinselliğin temel amacı orgazm olmaktır, orgazm bitince cinsellik de biter.

Cinsellik hakkında keşfedecek pek yeni bir şey olmaz.

Orgazmı yaşamak için ne yapmalısınız?

1. Önce sorunun sizden mi yoksa karşınızdakinden mi kaynaklandığını bilmelisiniz. Eğer sizden kaynaklanıyorsa size itici gelmesi olası yönleri saptamalı ve bu konuda kendinizi geliştirmelisiniz.

2. Eğer sorun ondansa onun sorununu saptayınız. Örneğin problemi erken boşalmaksa onu eğitmeye çalışın.

3. Farklı cinsel fantezileri gerçekleştirerek onun hayal dağarcığını genişletin.

4. Onda psikolojik travmaya yol açacak davranışlardan kaçınınız.

5. Mükemmel uyumun karşılıklı fedakarlıkla gerçekleştirilebileceğini unutmayın.

Cinselliği Tadını Çıkartın

Cinselliğin tadını çıkarın
Cinsel ilişkiden önce tüm kızgınlıklarınızı unutun. Sakinleşin. Siz rahatlarsanız eşiniz de rahatlayacaktır.

-Önsevişme, siz birbirinize dokunmadan önce başlar. Tatlı konuşmalar, yumuşak yastıklar, dinlendirici bir müzik her ikinizin de enerjisini artırır.

-Yemek yedikten sonra sevişmeyin. Vücut enerjisinin başka bir rakibi olmamalı. Dolu mideyle cinsel ilişki spermi azaltır ve hazımsızlığa neden olur. Sevişmeden önce soğuk içeceklerden, dondurmadan ya da buzdan kaçının. Aksi takdirde vücut bunları ısıtmaya çalışarak cinsel enerjiyi de harcar.

-Yorgun, aç ve kızgınken cinsel ilişkiden kaçının.Harcanan enerji dengesizliğe neden olabilir.

-Sevişmeden yarım saat önde tuvalet ihtiyaçlarınızı giderin. Dolu idrar torbasıyla cinsel ilişkiye girmek sıkıntı vericidir.

-Aşırı soğuk ya da aşırı sıcak havalarda sevişmek elektromanyetik alanda dengesizliğe yol açabilir.

-Sevişmeden önce ve sonra çok çalışmayın. Kaslar gevşediğinden enerji toparlamak zorlaşır.

-Cinselliği teşvik edici ek ilaç ya da maddeler kullanmayın. Kendi silahlarınızı kullanın.

-Vajinaya çok güçlü yüklenmeyin. Bu beraberinde bitkinlik, vajinada duygusuzluk ve ağrı getirebilir.

- En iyi sevişme zamanı bahardır. Spermin en fazla olduğu dönemdir.
Mekanik seksten kaçının. Cinsel ilişki bir şölen olmalıdır. Kadının masturbasyon aracı olarak kullanılması cinsel enerjinizin geri dönüşümünü engeller.

-Hareketleri planlamaktan kaçının. Sürpriz ve doğaçlama olmasına fırsat verin.

Cinsellik Kadınların Kabusu

Cinsellik kadınların kabusu
2002 yılında açıklanan ilk global araştırmaya göre özellikle orta ve ileri yaşlarda vücut sağlığı ile seksüalite arasında sıkı bir ilişkinin varlığı bilimsel olarak saptanmıştır.

Seksüalite, Katolik dini inancına göre sadece üreme amacı içindir. Oysa tıpsal yaklaşımla seksüalite yaşamın bir parçasıdır. Almanya'da yaşları 30 ila 80 olan 10 bin kadın ve erkeği kapsayan güncel bir araştırma sonucuna göre kadınların yüzde 60'ı, erkeklerin yüzde 21'i seksüel bozukluklardan yakınıyor ve evli çiftlerin üçte ikisi sevgisel yaşamdan memnun değiller. Libido (cinsel istek) azalması partnerin davranışından kaynaklandığı gibi, hastalıklar ve alınan ilaçlara da bağlı olabilir. Örneğin diyabet, hipertansiyon ya da kalp-damar hastalıkları, obezite, kolesterol yüksekliği, libido azalmasına neden olur. Bu hastalıklara karşı kullanılan ilaçlar ve diğer ilaçlar seksüaliteyi negatif etkiliyor. Yaşlanmayla birlikte erkekte testosteron azalması ve sigara da zamanla libidoda olumsuz etkisini gösterir. Seksüel bozukluklar sadece erkeğe özgü bir olay değildir. 1970'li yıllarda Amerikalı araştırmacılar kadın seksüel bozukluklarına değinmişseler de uzun yıllar bu konu ihmal edilmiştir. Son yıllarda bu konuyla ilgilenen Avustralyalı araştırmacılar Dr. King ve Prof. Dennerstein kadınların yüzde 43'ünde, erkeklerin yüzde 31'inde seksüel bozukluk olduğunu ve her üç kadından birinin libido eksikliğinden yakındığını saptamış. Aynı sonuçlar Amerika'da "National Health And Sociallife Survey" tarafındanda saptanmıştır: Seksüel bozukluklar yaşlanmayla artmaktadır. Her üç kadından biri seksüaliteye hiçbir ilgi duymamaktadır. Her dört kadından biri cinsel ilişkide orgazm olmamaktadır. Kadınların yüzde 20'si vajina kuruluğu ile sorun yaşamakta ve yüzde 20'si seksten hoşlanmamaktadır. Kadında seksüel bozukluklar çeşitli biçimlerde ortaya çıkmaktadır. 1- Libido (cinsel istek) azalması 2- Seksüel uyarılma bozukluğu 3- Orgazmik bozukluk (orgazm olmada gecikme ya da orgazm olamama) 4- Seksüel ağrı (vajinismus, disparüni) Fizik nedenlerin yanısıra ruhsal nedenler kadınlarda erkeklere göre daha önemli rol oynuyor. Örneğin kadınlar; eşler arasındaki geçimsizliklerden, mesleki ya da özel streslerden ya da sosyal problemlerden çok daha fazla etkilenirler. Ayrıca kültür, din ve kadın yaşamının çeşitli dönemlerinde ortaya çıkan olaylar da ek yük getirir. Özellikle çocukluk ya da gençliğinde yaşamış olduğu seksüel taciz/tecavüzün yarattığı ruhsal çöküntünün giderilmesi çok güçtür.

Bedensel olarak sağlıklı kadındaki seksüel bozukluğun diğer bir nedeni eşi olabilir. Çoğu zaman erkeğin seksüel başarısızlığında kadın suçu kendinde arar ya da kocası tarafından suçlanır. Genellikle seksüel ilişki erkeğin ereksiyona ulaşması amacıyla yapıldığından ve kadın yeterli uyarılmadığından, cinsel ilişki nahoş ya da acılı hissedilir. Uzun süreli evliliklerde kadınlar kocalarının seksüel davranış repertuvarının azlığından ve şefkatsizliğinden yakınırlar. Ayrıca seksüel bozuklukları olan çiftler, problemleri hakkında nadiren konuşurlar. Kadın dile getirse bile genelde erkeğin konuya olumsuz yaklaşımından çatışmayla sonlanır. Erkeğin suskunluğundan dolayı kadın, kocasının düşünce ve duygularını anlamaz. Bir süre sonra kadın cazibesi hakkında kuşku duyar. Kocasının başka kadınlara ilgisi olduğundan şüphelenir.

Dargınlık, yılgınlık ve erkeğin davranışı evliliği parçalanmaya kadar götürür. Çiftler arasındaki seksüel problemler ve güçlükler kadının seksüel ilgisi o derece şiddetli baskılar ki, böylece kronik (müzmin) bir seksüel bozukluk oluşur.

Kadın İstemezse Olmaz

Kadın istemezse olmaz!

Yeni evlenen genç kızların yaşadığı ‘ilk gece’ stresi, geleneklerin baskısı, çekingenlik, tüm bir ömrü etkileyecek vajinusmus hastalığının sebepleri arasında sayılıyor. Üstelik yeni yüzyılla birlikte azalması beklenen bu hastalık, tam tersine artıyor. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi, Cinsel İşlev Bozuklukları Birimi Sorumlusu Prof. Dr. Arşaluys Kayır, ‘Vajinusmus hastalığının tıbbi açılımı, birleşme sırasında vücut kaslarının kasılmasıdır. Kadınların çekingen kalması ve geçmişten günümüze gelen söylemlerin olumsuz etkisi, bu strese yol açıyor. Bu hastalık sadece evlenecek olan kadınlarda değil, uzun yıllar evliliğini sürdüren kadınlarda da görülebiliyor’ diyor.

Prof.Dr. Kayır, bu hastalıkla ilgili şikayetlerin yüzde 80’inin eğitimli kadınlardan geldiğini belirterek, ‘Günlük stres, hastalığın ortaya çıkmasında en önemli etkenlerden biri’ diye konuşuyor.

Vücuduna ve cinsel organına yabancı olan kadınların bu hastalığı daha fazla yakalandığına dikkat çeken Prof. Dr. Arşaluys Kayır, ‘Kentsel nüfus içinde yer alan, çalışan kadınlar orgazmı biliyor, ancak etkin yaşayanların sayısı az. Bunun için vajinusmus hastalığı gündeme geliyor. Geçtiğimiz yıllara göre şikayetler yüzde 50 artış gösterdi. 25 yaş üstü olan kadınların vücutlarını tanımamasından kaynaklanan bu hastalıkta, çiftlerin birlikte psikolojik danışmanlık hizmeti almasını öneriyoruz. Eğitimli çiftler bile bize başvururken, bir tedirginlik ve çekingenlikle geliyor. Öncelikle bunun aşılması gerekmektedir’ diyor. Prof.Dr.Kayır, vajinusmus sorununun ortadan kalkması için eşler arasında tensel uyum egzersizleri yapılması gerektiğini belirterek, ‘Cinsel birleşmeye geçmeden dokunuşlarla tensel uyum egzersizleri yapılması, sorunun aşılması acısından büyük önem taşıyor’ mesajlarını iletiyor.

10 Adımda Daha İyi Seks

10 adımda daha iyi bir seks

Tekdüze giden seks hayatınızı renklendirmek elinizde. Bunun için farklı şeyler denemelisiniz. Nasıl mı, işte size hem partnerinizi hem de sizi mutlu edecek öneriler...



Beklenmeyeni yapın: İlişkinizdeki monotonluğu ortadan kaldıracak tek şey şaşırtıcı bir şeyler yapmaktır. Küçük sürprizler, şaşırtıcı dokunuşlar...

Romantizmi arttırın: Sevgilinizle birlikte güzel bir gece geçirmeyi planları yaparken bazı detayları da sakın ihmal etmeyin. Yakılan birkaç mum, odaya yayılan hoş bir koku ve hafifçe çalan romantik bir müzik romantizmin doruğa ulaşmasında en büyük yardımcılarınız olacak. Böylece partnerizini baştan çıkarmanız da çok kolaylaşacak.

Rahat ama seksi giyinin: Kendinizi seksi hissetmeniz için öncelikle rahat olmanız gerekli. Eğer vücudunuzun herhangi bir bölümüyle ilgili rahatsızlık duyuyorsanız uygun iç çamaşırlarıyla bu kusuru kolaylıkla saklayabilirsiniz. Güven afrodizyak gibidir ve yatak odasında ne kadar iyi görünürseniz o kadar güzel bir gece geçirirsiniz.

Partnerinizin ne istediğini düşünün: Seks hayatınızda yeni bir adım atmak istiyorsanız partnerinizi memnun etmek için zaman harcayın. İlişki sırasında kulağına hoş şeyler fısıldayın.

Sadece kendi isteklerinize yoğunlaşın: Onlara ne istediğinizi söyleyin. İster inanın ister inanmayın ama erkekler sizi neyin harekete geçirdiğini bilmek ister. Hatta buna önem verirler. Sizi mumnun etmekten gurur duyarlar. Asıl önemli olanın ikinizin de mutlu olması gerektiğini unutmayın ve bunun için çaba sarfedin.

Yeni bir yer deneyin: Mekan değişikliği yaparak seks hayatınıza biraz yenilik ve heyecan katabilirsiniz. Bir otel odası kiralayın, başka bir odayı deneyin ya da hiç akla gelmeyecek yerler seçin... Unutmayın seçeneklerin sonu yoktur.



Duygularınızı saklamayın: Kendinizi ve duygularınızı açığa vurmaktan sakın korkmayın ve bu kouda mümkün olduğunca kendinizi özgür hissedin. Nasıl hissettiğinizi dile getirin ve hoşlandığınız şeyleri yapmaktan asla çekinmeyin.

Konuşmadan harekete geçin: Sessizlik kimi zaman heyecanlandırıcı olabilir. Bu fikir özellikle partneriniz eve geldiği anda hiç konuşmadan onu çekip birlikte olduğunuz zaman işe yarayabilir.

Buz ya da filmler işinize yarayabilir: Yeni bir şeyler denemeye ne dersiniz? İlişikiniz zaten mükemmelse yeni bir şey denemek onu daha da değerli kılacaktır. Göz bağı, filmler, buz, oyuncaklar…. Bu arada isterseniz sadece kendiniz hayal edin ya da partnerinizle paylaşın ama fantazileri de sakın yabana atmayın. Asıl önemlisi yaratıcı olmak.

Her dokunuş önemlidir: Seksten aldığınız keyfi arttırmak istiyorsanız yeni pozisyonlar denemelisiniz. Bu tabii ki alıştığınız ve hoşunuza gidenleri unutmanız anlamına gelmiyor ama denemekten de korkmayın. Böylece rutinden kurtulmuş olacaksınız. Aldığınız zevki görünce emin olun siz de çok şaşıracasınız.

Kadınların Ve Erkeklerin Erojen Bölgeleri

Kadınların ve erkeklerin erojen bölgeleri

Sevgilinizin boynunuza yumuşak bir öpücük kondurduğunu düşünün... Ya da kulağınıza aşk sözleri fısıldadığını... Hatta gece yatakta ayaklarınıza masaj yapmaya başladığını hayal edin...



Her insanın fantazilerinin, cinsellikten aldığı zevkin farklı olması gibi uyarılma noktaları da birbirinden farklıdır. Kimileri yumuşak okşayışlardan, kimileri daha sert ve tutkulu davranışlardan, kimileri ise öpülmekten hoşlanır. Üstelik her insanın öpülmesini, okşanmasını istediği noktalar da farklı olabilir. Fakat sinir sisteminin herkeste aşağı yukarı aynı olduğu düşünülecek olursa, aslında küçük farklılıklar dışında vücudumuzun bazı bölgelerinin bu tür uyarılmalara son derece müsait olduğu görülür. İşte yukarıdan aşağıya doğru kadın ve erkeklerin erojen noktaları...

Kulak: Kadınların büyük çoğunluğu kulağın ve kulak çevresinin erojen olduğunu söylüyor. Erekler de kadınlar da özellikle seks sırasında kulaklarına fısıldanmasından, kulaklarının öpülmesinden hatta ısırılmasından hoşlanıyor. Ayrıca yine her iki cins de partnerlerinin nefesini kulaklarında hissetmenin kendilerine çok büyük haz verdiğini belirtiyorlar. Fakat işin sırrı yumuşak davranmakta. Aksi halde karşı taraf tahrik değil rahatsız oluyor.

Boyun: Sinir sistemi gelişmiş olan boyun bölgesi hem erkeklerin hem de kadınların erojen noktalarından. Bu sebeple gerek kadınlar gerekse erkekler boyunlarının öpülmesi, okşanması, yalanması ya da hafifçe ısırılmasından hoşlanıyorlar. Kadınlar boyun temasını ön sevişmenin olmazsa olmaz etaplarından biri olarak görüyor, boyunlarına yapılan temasın, hatta masajın ön sevişmenin başlangıç noktası olduğunu söylüyor. Erkekler de kadınlar gibi boyunlarına masaj yapılmasının cinsel arzuyu arttırdığı görüşünde.

Ağız: Ağız için söylenebilecek pek bir şey yok aslında. Siz öpüşmekten zevk almayan kadın ya da erkek gördünüz mü? Hayır değil mi? Fakat unutulmaması gereken bir şey daha var. Erkekler dudaklar ve öpüşme konusunda kadınlara oranla biraz daha şiddetten hoşlanıyor. Kadınlar french kiss'i ya da masumane öpücükleri tercih ederken, erkekler kadının öpüşürken dudaklarını sıkıştırmasından ya da ısırmasından zevk duyuyor.

Sırt: Kadınlar ense kökünden itibaren omurgaları boyunca partnerlerinin yavaşça aşağı kaymasından çok hoşlanıyor. Partnerlerinin ellerini, parmaklarını, dillerini ya da dudaklarını kullanarak küçük dokunuşlarla yukarıdan aşağıya inmesini tahrik edici buluyor. Aynı şey erkekler için de geçerli. Onlar da birlikte oldukları kadının göğüslerini, yüzünü, nefesini sırtında hissetmekten hoşlanıyor.

Göğüsler: Kadınların en erojen noktalarından olan göğüsler, hem kadının tahrik olup cinsel doyuma ulaşmasına yardımcı oluyor hem de onun cinsellikten ne kadar zevk aldığını gösteriyor. Hemen her erkek göğüslerin, kadının erojen noktalarından biri olduğunu bilse de bazı yanlışlar yapabiliyor. Örneğin kadınlar göğüslerinin okşanmasından çok fazla tahrik olmuyorlar. Kadınlar, erkeğin eliyle göğüslerini okşaması yerine parmakla, dudakla, dil ya da cinsel organlarıyla göğüslerine dokunmasından zevk duyduğunu söylüyor. Erkekler bu konuda kadınlar kadar görüş birliğine varabilmiş değil. Kimi erkekler kadının göğüslerini sıkması, ısırması ya da yalamasından zevk aldığını söylerken kimileri bundan nefret ediyor. İyisi mi, siz siz olun erkeğinize bu konuda ne düşündüğünü sorun!

Karın: Son derece hassas ve yumuşak bir bölge. Sevişme anında kadınlar göbek deliklerinin ellenmesinden, yalanmasından, okşanmasından tahrik olabiliyor. Erkeklere gelince... Erkekler de en az kadınlar kadar bu bölgenin kendilerini tahrik ettiğini söylüyor. Fakat erkekler bu konuda biraz daha yaratıcı. Partnerlerinin dilleri ya da dudaklarının yanı sıra saçlarının, göğüslerinin bu bölgeye temas etmesinden çok büyük haz alıyorlar. Fakat bu bölgeye dokunurken ya da okşarken, nazik davranmak gerekiyor. Aksi halde sevgilinizin canı yanabilir.

Popo: Kadınların erojen bölgelerinden biri de kalçalarıdır. Hemen hemen her kadın, popolarının okşanmasından, öpülmesinden, yoğurulmasından, hafifçe vurulmasından ve partnerlerinin parmaklarının popo çizgisi boyunca gezinmesinden hoşlanır. Fakat daha fazlasını istiyorsanız dikkatli olmalısınız. Çünkü bazı kadınlar anüslerinin ellenmesinden zevk alırken, bazıları bunu tiksindirici buluyor. Bunu deneyerek veya konuşarak çözümleyebilirsiniz.

Erkekler de popolarının okşanmasından, öpülmesinden, ısırılmasından zevk alıyor. Fakat nazik olmanız kaydıyla. Penisle anüsleri arasındaki bölge son derece duyarlı olduğundan en ufak bir darbe bile çok büyük ağrıya neden olabilir. Bazı uzmanlar kadınlarınki gibi ereklerin de G noktası olduğunu ve bunun anüsün 3-5 cm. içinde olduğunu belirtiyor. Bu varsayıma göre erkekler henüz bunu keşfetmemiş olsalar dahi, sadece bu bölgelerinin okşanmasıyla orgazm olmaları mümkün görünüyor. Fakat bazı erkekler bu konuda çok hassaslar ve böylesi dokunuşlardan nefret ediyorlar. O yüzden bu bölgelere dokunmadan önce kesinlikle onun fikrini almalısınız.

Bacaklar: Ayak bileğinden başlayın ve yavaşça yukarıya çıkın. Avuç içiniz ya da parmaklarınızla dairesel hareketler yaparak baldırlarını özellikle de en erojen nokta olan baldırların iç taraflarını okşayın. Kadınların bu dokunma işlemine bayıldığını göreceksiniz. Erkekler de en az kadınlar kadar baldırlarının içinin okşanmasından tahrik oluyor.

Ayak: Yine tam olarak fikir birliğine varılamayan bir nokta. Kimi kadınlar erkeklerin ayaklarını öpmesini, parmaklarını yalayıp emmesini tahrik edici bulurken kimileri bunu çok pornografik ve iğrenç buluyor. Aynı şey erkekler için de geçerli. Üstelik erkeklerin büyük çoğunluğu parmaklarının okşanmasından, öpülmesinden nefret ediyor. Partnerinizin bu konudaki tutumunu değiştirmek veya değiştirmemek size kalmış. Bu konularda fazla ısrarcı olmamakta fayda var.

Cinsel Sapmalar

Cinsel Sapmalar

Eskiden, cinsel eylemlerin doğal, fizyolojik ve psikolojik olanının dışındaki cinsel olaylara ve tercihlere, cinsel sapıklık deniyordu. Bu tür tercihler, halk arasında zaman zaman sapıklık diye nitelendiriliyor. Sapıklık deyimi, her türlü olumsuzluk, kötülük ve neredeyse katiller için bile kullanılmaktadır.

Sözcüğün kendisi itici ve ürkütücüdür. Oysa her insan içinde, ileride açıklayacağımız gibi normal yörüngesinden sapmış ama, kişinin cinselliğine, fazla zararı olmayan az ya da çok, cinselliği bir parça renklendiren duygular taşıyabilir. Peki bunları nasıl değerlendireceğiz?

Yaşama ve soyların sürmesi, insanoğlunun ve de tüm canlıların iki temel içgüdüsüdür. Bu içgüdülerimiz, yaşamımızın öteki dinamiklerini ve enerjilerini de harekete geçirir, onları yönlendirir. Bu öylesine güçlü bir enerji dinamosudur ki, hiçbir canlı bundan kendini soyutlayamaz. Öteki canlılara uygulanan kuralların çoğu, insan için de geçerlidir. İnsan toplumsal bir örgütlenme içinde, akıl üstünlüğü olan, biyolojik bir varlıktır. Bu tanımlamama göre, biyolojik varlık olarak,doğanın, öteki canlılar için koyduğu kurallar, insan için de aynen geçerlidir. Canlılar, kendilerine yararlı dış uyarımlara yönelirler, zararlı uyarımlardan kaçarlar. Çoğalmaları için de, yaşamlarını bile tehlikeye atacak kadar bu eylemi gerçekleştirirler. İnsanda da durum değişmez. Ancak sosyal bir örgütlenme içinde, yani toplumsal yaşam süren insanoğlunda, biyolojinin kuralları, sosyal yapının, inancın, iklimin, eğitimin, törenin, üretimin ve daha pek çok şeyin etkileriyle biçim kazanır. Bu durum, konuttan yemeğe, giyimden üretime ve tüketime kadar, her şeyi etkileyen yaşam biçimleri de, toplumdan topluma değişir. Üçüncü faktör, akıl üstünlüğü, yani psikolojik yapımız ise herkese göre özel bir ayrıcalık taşır. Ama temel öğeler değişmez. Biz insanlar cinselliğimizi, biyolojik güdülerimizin ivmesinde, sosyal yapının şemsiyesi altında,ama psikolojinin derinliklerinde ve renklerinde değerlendirip yaşarız. Karşımıza çıkan ayrıcalıkları da, bu ölçüler içinde değerlendirmemiz gerekir.

Çoğalma amacından sapmış, bu amacı engelleyen davranışlara yönelmiş, cinsel doyumlarını kendi cinsinde aramayan, iki tarafın da istemesiyle ergin ve yasal yönden sakıncaları olmayan birleşmeleri nasıl değerlendireceğiz?

Şimdi konularımızı kısa kısa anlatarak, insan denilen varlığın bu konuda nerelere vardığı ve nelere başvurabileceğini de görmüş olacağız.

Sadizm ve Mazohizm

Neredeyse tüm cinsel eylemlerin içinde, az çok yer alan bir davranış ve eğilim biçimi olan sadizm ve mazohizmdir. Sadizm acı vermekten hoşlanma demektir . Sadizmi yapan kişiye de sadist denir.

Sadizm öylesine yaygın ve biraz önce değindiğimiz gibi, cinselliğin içine öylesine girmiştir ki , bunun sınırının nerede başlayıp nerede bittiğini belirlemeye çalışalım.


Cinsel güdülerin içinde, biraz can yakma ya da şiddet öğesi, öteki canlılarda olduğu gibi, insanlarda da vardır. Sevişirken eşini sıkmak, öperken ısırmak, birleşme sırasında, eşinin "canım yanıyor" demesinden zevklenerek, sanki gücünü kanıtlamak ister gibi, erkeğin daha da zorlamaları, aşk oyunları içinde kabul edilebilir. Buna olabilir dememiz için eşin de bir ölçüde bunları istemesi ve bu az ölçüde can yakıcı eylemlerden hoşlanması gerekir. Eşlerden birinin, özellikle kadının da, canının az bir ölçüde yanması, ezilip sıkılmasını istemesi de mazohizmin, yani acıdan hoşlanmanın kapsamına girer. Genel olarak sadizm erkeklerde, mazohizm de kadınlarda daha çok görülür demiştik. Kuşkusuz bunun tersi, sadist kadın, mazohist erkekler de vardır.

Bilinçaltı gizli kalmış mazohizme örnek gösterilen bazı kadınlar vardır ki, bunlar bile bile erkeğinin sinirlerini bozmak, dayak yiyeceğini, acı çekeceğini bildiği halde, erkeğin üzerine giderek, acıya çanak tutması olayı da, çoğu erkeğin sebebini çözemediği, gizli mazohizmle açıklanabilir. Sonunda dayağı yiyerek ya da acıyla motive olarak, olayı cinsel birleşme ile noktalamak da, bilinen davranış türleridir.

Tersi de olmaktadır. Eşini her fırsatta sözle, hakaretlerle ya da küçük düşürerek, alay ederek, ona acı vermekten adeta bilinçaltı zevk alan erkekler de, az değildir. Her fırsatta kadının canını acıtmayı ihmal etmeyen, karısının gözyaşlarını ve ezikliğini, sinsi bir zevklenmeyle seyreden erkekleri de biliriz. Bu erkekler de, yatağa girdiklerinde, hiçbir şey olmamış gibi eşleriyle birleşirler. Ancak eşini kıyasıya yaralayan, üzerinde sigarasını söndüren, kan akıtan, kadının kemiklerini kıran erkekler ise tam sadisttirler. Sadizm daha çok psikopat dediğimiz kişilerde gelişir. Bu gibileri alkolle, kumara uyuşturucuya da düşkün olabilirler. Bunlar genellikle disipline gelemeyen, sorumsuz insanlardır. Bu tür kişilerden, az da olsa kimileri, cinsel duygularının çılgınca ivmesiyle, çocukların ırzlarına geçerken, onları öldürebilecek kadar acımasız bir ruh yapısıyla donanımlıdırlar ki, bu insanlar da dejenere psikopatlardır.

Pedofili

Biraz önce sözü geçtiği için, hemen sizlere pedofiliden, yani ergenliğe erişmemiş, küçük çocukları baştan çıkarma, onlarla sevişme ve cinsel birleşme yapma olaylarından söz edeceğim. Bu eğilim ve eylemler, çeşitli kılıklarda karşımıza çıkar. Kimi ülkelerde ya da yörelerde genç erkekler, gözü dönmüş psikopatlar, kadın bulamamaktan ya da aşağılık komplekslerinden dolayı, küçük çocukları kendilerine hedef seçerler. Kimi büyükler de, çocukları sevip okşarken fırsatını bulunca, okşama sınırlarını zorlayarak, bu tür zevklerini tatmine çalışırlar. Cinsel organlarını tutturanlar, çocukların mahrem yerlerine dokunanlar, öpenler da örtülü pedofilinin kapsamına girer.

Ensest

Ensest dediğimiz akraba arası ilişkiler de az değildir. Bu tür eğilimleri olan, evdeki her birey, bir öteki için, potansiyel tehlike oluşturur. Kardeşler, yeğenler, babalar, amcalar, dayılar ve dedeler arasından çıkabilir. Bu büyükler, küçükler üzerinde kimi masum görülen denemelere başvurabilirler. Abla, teyze gibi kadınların kızların da küçük erkek çocukları, kendi zevkleri doğrultusunda kullandıkları da bilinmektedir.

Küçük çocuklar üzerinde kalıcı izler bırakabilecek olan bu olaylar, bir sınır içinde kalır ve uzun süre yinelenmezse, bunun çocuk üzerindeki izi kolayca silinir, unutulur gider.

Ensestin kapsamına salt çocuk-büyük ilişkisi girmez. Ergin insanlar arasında da oldukça yaşanan ama, başkalarına kolay yansımayan cinsel sapmalardır bunlar. Aslında iki ergin arasında gerçekleşiyor ve de bunu kimse bilmiyorsa, ortaya çıkmaz.

Dünyada en az görülen ensest olgusu, anne ile oğul arasında olanıdır. Bunların çoğunda da, özellikle oğul, şizofrendir. Bu ilişki gene tüm dünya ülkelerinde, kamu vicdanına göre nefretle kınanır ve yasaklanmıştır. Ancak baba kız arasında oranı biraz daha fazladır. Özellikle alkolik, psikopat karakterli babaların kızlarına bu tür yaklaşımları da, aşağılayıcı bir davranış, bir sapmadır.

Seyirciler (Voyenizm)

Seyirciler çoğu kez cinsel yönden doyumsuz ya da kendilerine güvensiz insanlar arasında görülür. Gençlik yıllarında olabildiği gibi, ileri yaşlarda da olabilir.

Başkalarının cinsel birleşmesini seyretmek, seyredenlerin hoşuna gidebilir. Ancak bu tür eğilimler, başkalarının özgürlük ve insan haklarına tecavüzdür.

Teşhirciler

Teşhirciler tıpsal deyimle eksibistyonistler, daha farklıdır. Bunlar olmadık yerlerde ve ortamlarda, cinsel organlarını başkalarına, özellikle genç kızlara, yetişmekte olan çocuklara ya da sokakta kalabalıkta her fırsatta ve her yerde pardösüsünü, paltosunu, ceketini açarak, cinsel organlarını gösterirler. Ve de bu heyecanı duyarak tahrik olurlar, penisleri ereksiyon durumuna gelebilir. Bu gibilerinin çoğu, cinsel yönden ya empotan, yani güçsüz ya da sadist psikopat kişilerdir. Kadınların korku ve heyecanı onlara cinsel zevk verir. Sonra bunu düşünerek tahrik olup mastürbasyon yapmaları da bilinen gerçeklerdir.

Normal insanlarda tahrik amacıyla seyretmeden zevk alma duygusu vardır. Porno filmler bunun bir örneğidir. Kendi erkekliğini bir gurur gibi sayarak bir biçimde belirginleştiren, ya da kendi güzelliğine düşkün kimi kadınların, güzel olan yanlarını biraz ölçüyü aşarak, gösterme eğilimleri de, masum teşhirciliğin kapsamına girer.

Bir başka sapma da sokakta telefonda, karşı cinsten birine açık saçık konuşarak, laf atarak, bundan zevk almadır.Telefonla olanlara telefon sapıkları deniliyor. Bu gibilerinin coğu cinsel yönden empotan olarak değerlendirilir. Bunlar genellikle mastürbatör olup, kadın karşısındaki, başarısızlıklarını böyle sözlü saldırganlık, yani sözle, bir tür ırza geçme gibi, tatmin etmeye çalışırlar. Bunların kimileri de, bilinçaltı ya da açık eşcinsel eğilimli insanlardır. Bunlar arasında, kalabalıkta otobüste ve benzer yerlerde karsı cinse sürtünerek heycanlananlara halk arasında fort'çular deniliyor.

Eşcinsellik

Eşcinsellik konusunu "Erkekte-Kadında Eşcinsellik" sayfamızda sunduk. Açıkladığım bu önemli konuya burada kısaca değinip geçeceğim. Kadının kadınla, erkeğin erkekle cinsel amaçlı birliktelikleri ve birleşmeleri, eşcinselliğin tanımına girer. Aktif ya da pasif iki kişiden oluşan eylemde, erkekte pasif yani edilgen olanlar, eşcinsel diye nitelenir de, aktif olanlar biraz gözardı edilir. Sayısal oranı toplumdan topluma değişir. Çağdaş toplumlarda halk, çağdaş bilim, buna sapıklık demiyor, cinsel tercih diye nitelendiriyor.

Zoofili

Hayvanlarla cinsel birleşme demektir. Kırsal kesim gencinin, karşı cinsle cinsel tatmin yolları oldukça kapalıdır. Genelev olanaklarından yoksundurlar, ilginçtir ki, kırsal kesimde mastürbasyon alışkısı da fazla yaygın değildir. Gözden uzak kırlıklarda, ormanda, tarlada ve su kıyılarında her genç gibi, onun da kanı kaynar. O da, köy yaşamına göre fazla yadırganmayan bir yolu dener. Bu da hayvanlarla cinsel birleşmedir.

Daha çok eşekler kullanılır. Bu nedenle eşeklere kimi yörelerde "Nallı Fatma" denir. Dahası gene kimi yörelerde, ergenliğe erişmiş delikanlının babasına, öteki babalar "komşu senin çocuk büyümüş artık ona bir eşek alma zamanı geldi" diye takılırlar. Gençler arasında da, eşeklerle cinsel birleşme yaparlarsa, penislerinin büyük olacağı inancı yaygındır.

Bunlar yaşamın istenmeyen ama, çaresizlikten başvurulan yollarıdır. Bu da ahlak adına yapılıyor. Oysa dünyada hiçbir canlı türü, kendi türünün dışında bir canlıyla birleşmeye yeltenmez. Böyle bir olaya insanlar tanık olsalar, yani tavuğu kovalayan kedi yakaladığında, onunla cinsel birleşmeye yeltense, koyunu kovalayan köpek aynı şeyi yapsa, sahiplerinin yapacağı şey, bu hayvanları öldürmektir. Bizler ise, kendi yavrularımızı, öz varlıklarımızı, toplumun cinsel ahlakını korumak için, onları bu tür davranışlara iteriz.

Masturbasyon

Masturbasyon bir sapma mıdır? Eğer delikanlı kadın bulamamaktan, yokluktan, parasızlıktan cinsel bir obje bulamıyorsa ve coşkuları da onu zorluyorsa, elbette masturbasyon yapacaktır. Bizler hekim olarak bunu yasaklamıyoruz. Bu konuyu; "Kızlarda - Erkeklerde Masturbasyon" konulu sayfamızda ayrıntıları ve teknikleriyle anlattık. Ancak kadın varken erkek cinsel birleşme yerine masturbasyonu tercih ediyorsa, bunu da normal saymayız.

Grup Seksi

Batı toplumlarında yaygın olan, bizim toplumumuzda da potansiyel istek ve özlemi duyulan grup seksinden de söz edelim. Batı toplumlarında gazete, dergilere ilanlar vererek birbirlerini bulup yaptıkları grup seksinden mutlu olanalr az değildir. Eşler anlaştıkları için, yasal yönden de bir yaptırım söz konusu olmadığından, bu olay çiftlerin keyfine kalmış bir iş oluyor. Bizim toplumumuzun ahlak anlayışı ve kültürü bu tür ilişkileri hoş karşılamıyor.

Peki insanlar neden bu yola başvuruyor. Evinde monotonlaşmış ve karısına karşı empotan olan ya da zevk çizgisi düşmüş erkek ya da kadınlar, grup sekslerine katıldıklarında, neden mutlu oluyorlar? Bunun nedeni, bilinçaltı duygularda yatıyor. Örneğin kişilerin teşhircilik, seyircilik, bastırılmış eşcinsel eğilimleri varsa, bunlar aracılığıyla tahrik olarak, cinsel doyuma ulaşıyorlar. Ayrıca eş değiştirerek de, bir başka heyecanı yaşayabiliyorlar. İnsanlar eğilimlerin farkında olmadan, bu tür cinsel birleşmeden mutluluğu yakalamaya çalışıyorlar. Nitekim bu konuda, faşigler, karnavallar da, toplumsal hoşgörünün bir tür emniyet sübapları gibi rol oynuyorlar. İnsanlar bu yoldan cinsel bastırılmış duygularına ivme kazandırıyorlar.

Erken Boşalma ve Mastürbasyon

Erken Boşalma ve Mastürbasyon

Mastürbasyon yapılması boşalma süresinde etkili bir unsurdur. Gençlik çağlarında uygunsuz ortamlarda yapılan mastürbasyonlar erken boşalmaya yol açar. Mastürbasyon erkekleri erken boşalmaya programlar ve alışkanlık yapar. Bu bağlamda erken boşalma, yanlış öğrenilmiş bir davranıştır. Çünkü erkekler ergenlik döneminde hormonlarının etkisiyle aşırı istekli olurlar. Ayıp, yasak, günah düşünceleriyle kafaları karışık bir şekilde genellikle banyo, tuvalet vb. uygunsuz ortamlarda, baskı altında her an yakalanma korkusuyla mastürbasyon yapmaya çalışırlar. Amaç bir an önce bu baskıdan kurtulmaktır. Bu da erkeklerin biyolojik saatini erken boşalmaya programlar. Cinsel ilişkiye başladıktan sonra da bu kötü alışkanlık devam eder ve tek amaç bir an önce sonlandırmak olur.

Erken boşalmanın tedavisi için cinsel terapi sırasında ironik olarak boşalma süresini uzatmak için erkeklere mastürbasyon egzersizleri öneriyoruz. Yani durma, geciktirme ve tekrar durmanın öğrenildiği çalışmalarda yanlış öğrenilmiş davranış doğru bir şekilde yeniden öğretilmeye çalışılır.

Erken Boşalmada Öneriler

Erken Boşalmada Öneriler

Bu egzersizler veya tedaviler sonucunda boşalmada yeteri kadar geciktirme sağlanınca, "ben iyileştim ön yargısı" ile hareket etmek doğru değildir. Israrla vurguladığımız gibi erken boşalma bir hastalık olmadığına göre, boşalmanın geciktirilmesi, bir hastalıktan kurtuluş değildir. Böyle bir yargı, ardından gelen cinsel ilişkilerde öğrenilenlerin ihmal edilmesiyle heyecanın artmasına ve sorunun tekrarlamasına yol açabilir. Aslında en doğru olanı, erkeklerin boşalma kontrolü sağlamayı öğrenmesi ve bu tecrübelerini her cinsel ilişkide kullanmaya çalışmasıdır. Ayrıca erken boşalmayı önlemek için aşağıdaki önerilere de kulak asılmasında fayda vardır:

Açık havada dolaşın
Heyecanlardan ve önyargılardan uzaklaşın
Sık banyo yapın
Sinir sistemini dinlendirici ortamlarda bulunun
Hafif alkol alın
Her erkeğin bazen erken boşalabileceğini unutmayın, bu normaldir
Erken boşaldığınızda her şeyi yitirdiğinizi düşünmeyin, önemli olanın partnerinizle birlikte olmak olduğunu ve her ikinizin de hoşuna giden bir şeyler yapabileceğinizi düşünün
Eşinize karşı daima sağlıklı ve uyumlu düşünceler besleyin
Cinsel birleşim öncesi aşk oyunlarını ciddiye alın
Çift olarak birlikte orgazm olmayı arzulayın, bunun için daha önce bir işaret kararlaştırın ve zamanı gelince bu işaretten yararlanın
Psikoterapik yardım almaktan çekinmeyin
Cinsel ilişkide kendinizi kanıtlamak zorunda hissetmeyin
Aşk kaslarınızı kasıp gevşeterek boşalmanızı geciktirebilirsiniz
Herkesin cinsel sorunlar yaşayabileceğini unutmayın
Sık sık çiş yapın ve çiş yaparken kendinizi tutup bırakın, böylece aşk kaslarınızı kontrol etmeyi öğrenebilirsiniz
Erkeklerin penisin baş kısmı ve çevresinin uyarılmasıyla büyük heyecan duyduğunu unutmayın
Kendinizi yetersiz veya suçlu hissetmekte aceleci olmayın
Yavaşça giriş yapın, penisi olanaklı olduğu kadar derine yerleştirin, hafif hareketlerle devam edin, fazla uyarıldığınızı duyumsadığınızda gidip gelme hareketlerini hemen durdurun, penisinizin başı içeride kalacak şekilde hızla geri çekin, sakinleşene kadar derin derin nefes alıp bekleyin
Cinsel ilişki sırasında hareketlerinize zaman zaman ara verin, heyecanınızı yatıştırabilmek için dinlenin ve dinlenirken duyguları alevlenen ve sabırsız duruma gelen partnerinizi okşayarak ve klitorisiyle oynayarak uyarmayı ihmal etmeyin
Her gece yatmadan önce, kendinizi kontrol ettiğiniz uzun bir cinsel birleşmenin hayalini kurun. Yapacağınız bu "fantezi modellemesi", boşalmanın geciktirilmesini önceden planlamanızı kolaylaştıracaktır
Erkeklerin ilk birleşmede boşalma süresi daha kısadır ikincisinde daha geç boşalırlar. Bu nedenle ilk birleşmede ön sevişme zamanını uzun tutun ve partnerinizin yeterince uyarılmasını sağlayın. İkincisin de ise partneriniz sizi daha çok uyarsın
Eşinizle sorunlarınızı konuşun ve kesinlikle iletişim eksikliği gelişmesine izin vermeyin.

Erken Boşalmada Tedavi

Erken Boşalmada Tedavi

Yüzyılımızın başında dünyanın en önde gelen cinsel bilimcisi olan Havelock ELLIS’in yaşamı boyunca erken boşalma sorunundan kurtulamadığını bilirsek, tedavinin ne denli anlamlı bir süreç olduğunu da görebiliriz.

Erkeklerin boşalmayı kontrol etmeleri tıpkı bisiklete binmek gibidir, öğrenene kadar sıkıntı çekerler ama bir kez öğrendiler mi bir daha unutmazlar
Sonu belirsiz ve zaman sınırlaması olmayan bir cinsel aktiviteye erkekler yönlendirilmelidir. Böylece çiftler arasındaki yakınlık en yüksek düzeye çıkar ve bu yakınlık süreklilik kazanır. Örneğin buz pateniyle dans ederken, buz pistini sınırlayan hiçbir başlangıç ve varılacak son nokta veya bir işaret yoktur. Çiftler özgürce dans ederler. Önemli olan o anı yaşamaktır. Cinsellikte de önemli olan son noktayı düşünmeden telaşsız bir şekilde şimdiye ve duygularımıza yoğunlaşmaktır. Ayrıca yoğunlaşırken bedenimizin serbestçe hareket etmesine olanak tanırsak, cinsellik doğal bir şekilde gerçekleşir. Aksi taktirde “nasıl cinsel birleşme olmalıdır” kavramını tanımlayan toplumun genelinde kabul görmüş cinsel mitlere uygun bir şekilde hareket edersek, ani bir boşalma kaçınılmaz olacaktır. Boşalma bir ateşleme mekanizmasıdır. Ateşleme başladığı zaman hiç kimse hiçbir onu durduramaz, bastıramaz, geciktiremez, denetim altında tutamaz. Yapılması gereken şey, ateşlenme noktasına gelmeden sistemi yavaşlatmak, durdurmak veya kontrol altına almaktır. Bu nedenle erken boşalmanın tedavisinde boşalma süresini uzatmak değil, kişiyi telaşsız bir birleşmenin getireceği sonsuz yakınlık duygusuna ulaştırmak, zamansız bir şekilde cinsel birleşme becerisini ve kalıcı olarak boşalma refleksi üzerinde istemli denetim sağlamayı öğretmek esas olmalıdır. Erkeğin ne kadar sürede boşaldığından çok, boşalmanın istendiği zamanda olması için; düşük uyarım ve heyecan düzeyinde cinsel aktiviteye devam edilmeli, aşırı heyecanlanıldığında sakinleşene kadar beklenmeli ya da yavaşlamalı ve sakinleştikten sonra yeniden cinsel aktiviteye başlanmalıdır. Bu sayede cinsel heyecanı arttırıp azaltma becerisini kazanıp, istemeden doruğa ulaşılan o noktadan uzak durma öğrenilebilir. Ama bu süreç içinde boşalmayı kontrol etmeyi öğrenirken “sabırsız” olunmamalıdır. Çünkü önemli olan heyecan düzeyi arttığında geri çekilmek gerektiğini anımsamaktır. Erken geri çekilmek, geç kalmış olmaktan her zaman daha iyidir. Boşalmayı kontrol etmeyi değil, boşalmanın istem dışı bir şekilde gerçekleştiği kaçınılmazlık noktasına ulaşmamak için heyecan düzeyimizi kontrol etmeyi öğrenmeliyiz. Bu durum üzerinde şelale bulunan bir ırmakta kayıkta kürek çeken bir kişiye benzetilebilir. Tecrübeli kayıkçı ırmağın durgun sularında kalır, şelaleye fazla yaklaşmaz. Tecrübesiz kayıkçı şelaleye fazla yaklaşırsa kayığın üzerindeki kontrolünü tamamıyla yitirebilir. Eğer kayıkçı şelaleyi aşmayı amaçlamıyorsa yani henüz boşalıp orgazm olmak istemiyorsa, deneyimleri ona, ırmağın durgun sularında kalmayı yani heyecan seviyesini kontrol etmeyi öğretecektir. Bu yöntemin, heyecan seviyesini kontrol etme yeteneğini ortaya çıkarıp geliştirebilmek için cinsel aktivitenin yeterince uzatılmasına olanak tanır.

Tedavide;

-sebebin açığa çıkarılması,
-endişelerin giderilmesi,
-sık cinsel ilişkide bulunarak cinsel gerilimin azaltılması,
-cinsel birliktelikte birden fazla ilişki sayısı,
-ilişki öncesi mastürbasyon yapılması,
-erkeklerin boşalma olmaksızın en az bir saat süreyle sevişmeye motive edildiği carezza yöntemi,
-cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanılması,
-soluk almanın kontrol edilmesi esasına dayanan pranayama tekniği,
-lokal anestezikli kremlerin penis başına sürülmesi bazen işe yarayabilir.
-sebebin açığa çıkarılması,
-endişelerin giderilmesi,
-sık cinsel ilişkide bulunarak cinsel gerilimin azaltılması,
-cinsel birliktelikte birden fazla ilişki sayısı,
-ilişki öncesi mastürbasyon yapılması,
-erkeklerin boşalma olmaksızın en az bir saat süreyle sevişmeye motive edildiği carezza yöntemi,
-cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanılması,
-soluk almanın kontrol edilmesi esasına dayanan pranayama tekniği,
-lokal anestezikli kremlerin penis başına sürülmesi bazen işe yarayabilir.

BOŞALMAYI GECİKTİREN CİNSEL POZİSYONLARI KULLANMA

Cinsel birleşme anında erkeğin pozisyonunun boşalma üzerine etkisi vardır. Bu yüzden bazı pozisyonlarda boşalma daha hızlı olmaktadır. Erkeğin üstte olduğu klasik cinsel birleşme pozisyonu (misyoner pozisyonu) boşalmanın geciktirilmesi için elverişli bir pozisyon değildir. Erkeğin daha rahat olduğu, kolay gevşeyebildiği ve efor harcamadığı kadını kucağına aldığı veya sırt üstü yerde yattığı pozisyonda erkek boşalmasını daha rahat kontrol edebilir. Ayrıca bu pozisyonlarda kadınlar daha hızlı ve rahat orgazma ulaşabilirler.

ÇİN TEKNİĞİ
Eski çağda Çinli erkekler tarafından bulunan bir yöntemdir. Erkek boşalacağını anladığı zaman sol elin baş ve orta parmaklarıyla, testis ve anüs arasında kalan bölgeye derince bastırır. Bu arada nefesini ona kadar sayarak tutar ve verir. Bir iki kez tekrarlandığında bu yöntemle boşalma ertelenebilmektedir.

DÜŞÜNCELERİ KULLANMA
Zamansız bir boşalmayı engellemek için o an başka şeyler düşünmeye çalışılmasıdır. Örneğin ona kadar sayın, o gün kahvaltıda ne yediğinizi düşünün ya da günlerden hangisi olduğunu hatırlamaya çalışın. Fakat şunu da eklemek doğru olur: Boşalmayı geciktirmek için düşünceleri başka konulara yöneltmek ve tamamıyla önemsiz şeylerle yormak, erkeğin cinsel gücü üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğinden pek tavsiye edilmez. Çünkü cinsel ilişki sırasında başka şeyler düşünmek, gerektiği anda boşalmanın oluşmasını da engelleyebilir ve zamanla iktidarsızlık da ortaya çıkabilir.

Yukarıdaki yöntemler denenmesine rağmen erken boşalma eşlerin biri veya her ikisi için dayanılmaz bir cinsel sorun halini gelirse aşağıdaki tedavi seçeneklerine geçilmelidir:

CİNSEL TERAPİ
Cinsel terapiler; bir cinsel terapistin kontrolünde eşlerin birlikte yerine getirebileceği uygulamalardır. Bu uygulamalar eşlere tarif edilerek “ev ödevi” şeklinde yapmaları istenir. En sık olarak “sıkma tekniği” ve “dur-başla tekniği” kullanılır. Bazı vakalarda erken boşalma derinlerdeki bir ruhsal çatışmadan veya depresyondan kaynaklanıyor olabilir. Bunların açığa çıkarılması, “psikoterapi” uygulanması veya depresyonun tedavisi erken boşalmayı ortadan kaldırabilir. Cinsel terapi ile tedavinin erken boşalmada başarı oranı çok ama çok yüksektir.

Cinsel terapide danışanlara, temel hedefi, erkeği heyecanını kontrol etmeyi öğrenmeye yönlendirmek olan 12 haftada toplam 24 saatlik “cinsel heyecan üzerinde istemli kontrol kazanma” eğitim programında aşağıdaki tavsiyelerde bulunulur:

-Partnerinizle birbirinize önce cinsel olmayan beden masajı yapın. Daha sonra cinsel masaj yapın.
-Ön sevişme, cinsel birleşme yada kendi kendini uyarma gibi istediğiniz cinsel aktiviteyi yapmakla başlayın.
-Ön sevişmeyi uzun tutun.
-Cinselliğin bir başlangıcı, ortası veya sonu olduğu düşüncesinden uzak durun.
-Yavaşça soluk alıp verin.
-Ruhunuzu kemiren “telaş” duygusunu tamamıyla dağıtın.
-Öpüşme ve sevişme gibi cinsel aktivitelerin ve hareketlerinizin yavaş olmasına çok dikkat edin.
-Düşük uyarım ve heyecan düzeyinde cinsel aktiviteye devam edin.
-Aşırı heyecanlandığında kontrolünü yitirmemek için gerektiğinde sakinleşene kadar bekleyin ya da yavaşlayın.
-Yavaşladığınızda veya durduğunuzda derin soluklar alın, gevşeyin, sakinleşene kadar bekleyin.
-Rahatlayıp gevşedikten ve sakinleştikten sonra, daha fazla yavaş olmaya özen göstererek yeniden cinsel aktiviteye başlayın.
-Sevişme pozisyonu, cinsel uyarım şekli, bedenlerin birbirine dokunuş şekli, sevişme deviniminin ritmi gibi uyguladığınız hareketleri değiştirin.
-Bedeninizi partnerinizle uyum içinde hareket ettirmeye çalışın.
-Şimdiye yoğunlaşın ve o anı duyumsayın.
-Duyumsadığınız cinsel heyecanın tamamıyla kontrolünüz altında olduğuna eminseniz, hızınızı kademeli olarak yavaşça arttırın.
-Eğer yeniden çok fazla heyecanlandığınızı hissederseniz, tereddüt etmeden durun. Gerektiğinde durup yeniden başlayın.
-Hiç durmanızı gerektirmeyecek bir hız yakalamaya çalışın. Ama dönüşü olmayan boşalma noktasına yaklaştığınızı hissettiğiniz anda durmaktan kaçınmayın.
-Cinsel heyecanı arttırıp azaltma becerisini kazanıp, istemeden doruğa ulaşılan o noktadan uzak durmayı öğrenin.
-Boşalmayı kontrol etmeyi öğrenirken “sabırsız” olmayın. Çünkü zamanla sezgilerinizle bunu otomatik olarak yapmaya başlayacaksınız. Örneğin futbol maçında her atakta bir gol atılsa, bu durum, ne denli eğlenceli ve heyecan verici olurdu ki? Benzer bir şekilde cinsel deneyimlerimizi de kusursuz bir şekilde kontrol edebilseydik, cinsellik, var olan bütün doğallığını ve heyecanını yitirirdi. Kontrol hiçbir zaman kusursuz olmayacaktır. Unutmayın cinsel heyecanı kontrol etme becerisi bir sanattır.
-Boşalmayı kontrol etmeyi değil, boşalmanın istem dışı bir şekilde gerçekleştiği kaçınılmazlık noktasına ulaşmamak için heyecan düzeyimizi kontrol etmeyi öğrenmeliyiz.
-Uygulama becerisini ise; duygularınızı bastırarak, engelleyerek veya göz ardı ederek değil, tam tersine duygularınızın farkına vararak kazanacaksınız. Çünkü duygularınızı göz ardı etmek veya fethetmeye kalkışmak, insanın kendini kontrol etme yeteneğini ve özgürlüğünü yok edebilir. Aksine cinsel aktivitelerin ortaya çıkardığı güzel duyguları ve cinsel hazzı ne denli içimizde hissedersek, kendimizi o denli kontrol edebiliriz. Ne zaman yavaşlayıp ne zaman da hızlanacağımızı daha iyi anlarız.

Bununla birlikte, bir erkek, boşalmayı kontrol etmeyi yüksek bir uyarım düzeyinde öğrenmeye kalkışırsa, yaşadığı deneyimin boşalma ile yarıda kalması tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir. Çünkü her erkek boşalmanın olduğu kaçınılmazlık noktasında duygularını kontrol edemez.

Cinsel heyecan üzerinde istemli kontrol kazanma eğitim programıyla eşler; kendilerini kontrol etme becerilerini arttırabilir, birbirlerinin cinselliklerini keşfedebilir, cinsel tepkilerini öğrenebilir, eğlenebilir, gerginliklerini hafifletebilir, cinsel yaşamlarına ayrı bir tat katabilir, birbirlerini kızdırıp şaşırtabilir, güven kazanabilir ya da aralarındaki yakınlığı ve iletişimi arttırabilirler. Ayrıca erkeklerin fiziksel ve zihinsel duyumlara duyarlılığı azalır ve boşalma refleksinin gerçekleştiği eşik düzeyi yükselir. Böylece boşalmanın gerçekleşmesi için çok daha fazla cinsel uyarıma gereksinim olur.

Erken Boşalan Erkekler

Erken Boşalan Erkekler

Hızlı yemek yerler
Hızlı araba kullanırlar
Her konuda aceleci davranırlar
Çabuk sinirlenirler
Kontrolsüz davranışları vardır
Ya çok çabuk güvenirler ya da güven duymada zorlanırlar
Kaygılı ruh halleri vardır
Çocukluklarında babalarıyla sorunları vardır
Çocukluklarında yataklarını ıslatmışlardır
Genellikle eğitim düzeyleri yüksektir
A tipi kişilik yapısına sahiptirler. Yani rekabetçi, sosyal alanda ve mesleğinde hırslı, dakik, güçlü ve etkileyici, sabırsız, aynı anda birkaç iş yapmayı seven, insanlara ve olaylara çabuk sinirlenen, onaylanmayı bekleyen, sorunlu bir dinlenme tarzı olan, daima telaşlı, ev ve iş dışında çok az ilgi alanı olan, duygularını saklayan, kendini ve başkalarını işlerini bitirmeye zorlayan vb. özellikleri vardır.

Erken Boşalmanın Nedenleri

Erken Boşalmanın Nedenleri

Çoğu erkek soluk soluğa bir telaşla cinsel zevkin peşinden koşarken boşalmanın kontrol edilmesi, durdurulması veya sabitlenmesini başaramaz. Bedenini partneriyle uyum içinde hareket ettiremeyen erkekte şimdiye yoğunlaşmak, o anı duyumsamak olanaksızlaşır ve cinsel birleşmenin ansızın son bulacağı kaygısı olur. Bu nedenle her cinsel sorun gibi erken boşalmada bu kaygıdan ya da bir rahatsızlıktan kaynaklanır. Ama asıl sorun erkeğin cinsel işlevlerinde değil, cinsel işlevlerini nasıl yerine getirmesi konusundaki düşüncelerindedir. Çünkü aklını düşüncelerden arındıramayan, özgür ve doğal bir şekilde cinselliği yaşayamayan erkek tedirginlik duygusundan uzaklaşamaz ve boşalma konusunda sorun yaşar. Kısaca erken boşalmanın başlıca nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

-Gençlik çağlarında uygunsuz ortamlarda yapılan mastürbasyonlar,
-Cinsel mitler yani hurafeler,
-Cinsel ilişki konusunda tecrübesizlik,
-Yorgunluk, sıkkınlık, kızgınlık ve tedirginlik,
-Cinsellikle ilgili gerçekçi olmayan beklentiler,
-Cinsel uyarım eksikliği,
-Gerekli koşulların sağlanamaması,
-Sertleşmiş penise verilen orantısız önem,
-Cinsel açıdan baskı altında yetişme,
-Aşırı cinsel isteğin verdiği gerginlik,
-Günah işleme veya suçluluk duygusu,
-Hastalık kapma korkusu,
-Partnerin anlaşılamayan korkusu veya reddetmesi,
-Gebe bırakma korkusu,
-Kastrasyon anksiyetesi,
-Partnerin hayal kırıklığı korkusu,
-Vajinanın aşılamama korkusu,
-Kadına karşı isteksizlik,
-Partnerle çatışma,
-Başkaları tarafından mahrem yerlerinin keşfedilme korkusu,
-Partnere aşırı ilgi, bağlılık ve sevgi,
-Para karşılığı kurulan ilişkiler veya genelev alışkanlığı,
-Cinsel uyumsuzluk,
-Bilinçaltında yatan cinsel ilişki ile ilgili olumsuz düşünceler,
-Prostatit, üretrit vb. hastalıklar,
-Penil hipersensitivite,
-T12-L1 düzeyindeki nörolojik yaralanmalar,
-Narkotik veya antipsikotik tedavinin aniden kesilmesi vb.

Erken Boşalmanın Derecelendirilmesi

Erken Boşalmanın Derecelendirilmesi

-penis vajina ya girmeden önce boşalma olursa ::::: ileri derecede erken boşalma

-penis vajina da iken 1 dakika veya daha altı zamanda boşalma ::::: orta derece erken boşalma

-penis vajinada iken 1 ila beş dakika arası boşalma ::::: erken boşalma

Sorularla Erken Boşalma

Sorularla Erken Boşalma

ERKEN BOŞALMA NE SIKLIKTA GÖRÜLÜR?

Erken boşalmanın temel belirtileri olan : Boşalma küçük cinsel uyarılarla ve neredeyse kontrolsüz bir şekilde meydana gelmesi, Cinsel tatminde azalma,Suçluluk, utanç ve hayal kırıklığı hissi erkekleri etkileyen en sık görülen seksüel problemdir. Çalışmalar bu problemin erkeklerin %40’ında endişelenmeyi gerektirecek bir boyutta olduğunu göstermektedir.

ALTTA YATAN FAKTÖRLER NELERDİR?
Erken boşalmanın temel belirtileri olan : Boşalma küçük cinsel uyarılarla ve neredeyse kontrolsüz bir şekilde meydana gelmesi, Cinsel tatminde azalma,Suçluluk, utanç ve hayal kırıklığı hissi erkekleri etkileyen en sık görülen seksüel problemdir. Çalışmalar bu problemin erkeklerin %40’ında endişelenmeyi gerektirecek bir boyutta olduğunu göstermektedir.

ALTTA YATAN FAKTÖRLER NELERDİR?

Bazen ilk ilişkiden itibaren ortaya çıkabileceği gibi bazı durumlarda da daha önce problemi olmayan bir kişide daha sonra gelişebilmektedir.

Bazen ilk ilişkiden itibaren ortaya çıkabileceği gibi bazı durumlarda da daha önce problemi olmayan bir kişide daha sonra gelişebilmektedir.

Düzensiz cinsel ilişki, kişinin düzenli boşalamıyor olması burada önemli bir faktördür.Ayrıca ilişkiye verilen önem ve gerginlik yani performansın çok önemli olarak algılandığı durumlarda da ortaya çıktığı görülmektedir.

Kişinin ilişkiyi algılayış şekli önemlidir: İlk cinsel deneyimlerin sağlıklı olmayan ortamlarda yaşandığı durumlarda kişinin aşırı gergin ve bir performans gösterme gereği içerisinde ilişkiye yaklaştığı durumlarda erken boşlamanın sık görüldüğünü görmekteyiz.

Kişinin olaya verdiği değer, önemin fazla olması, yani performans anksiyetesinin yoğunluğu, düzensiz cinsel ilişki ya da nörojenik hassasiyetin varlığı erken boşalmayı yaratmada önemli faktörler olarak görülmektedir.

FİZİKSEL BİR NEDENİ DE OLABİLİR Mİ?

Genellikle altta yatan neden psikolojik olsa da nadiren fiziksel bir neden (prostat bezi inflamasyonu veya sinir sistemi fonksiyon bozukluğu gibi) de etken olabilir:

- Sempatik sinir sistemi hasarı (örneğin abdominal ameliyat sonrası)
- Prostat hipertrofisi ve prostatitis
- Üretrit
- Diabetes Mellitus (şeker hastalığı)
- Bölgesel genito-üriner hastalık
- Bölgesel duyu hasarı
- Polisitemi
- Polinörit vb. gibi organik faktörler etkili olabilir.

ERKEN BOŞALMA DAHA SIK OLARAK HANGİ YAŞLARDA GÖRÜLÜR?

Her yaşta olmakla beraber en çok genç erkeklerde görülür. Erken boşalma erkeğin yaşından çok seksüel deneyiminin yeni olmasından (yeni bir partner , vb) kaynaklanmaktadır. Ancak yaş ilerledikçe ikincil ereksiyon için gereken sürenin uzaması, tam ereksiyona ulaşamamadan dolayı başvurular sıkça olmaktadır. Ereksiyon tam olamayınca erken boşalma kaçınılmaz olmaktadır. Çoğu zaman evliliklerde eşler bu sorunu kabullenmiş görünüyor, oysa evlilik dışı bir ilişkiye girildiğinde yeni partner için bu sorun büyük paniğe yol açabiliyor.


TEDAVİSİ NEDİR?

Öncelikle erkeğin psikolojik yapısını inceleyip psikosomatik bir durum var mı, yoksa uyarıyı arttıran özel bir sebep var mı, onu araştırıyoruz. Önemli olan bir uzmana başvurulması. Erken boşalma sorunu da olsa erkekler bir uzmana başvurarak bu konuyu anlatmaya çekiniyor.

Kişinin boşalmanın kontrolünü elde etmesi için bazı ev ödevleri verilir. Kişinin kendisinin ve eşiyle beraberken yapacağı birtakım çalışmalardan oluşur. Burada kişinin boşalmanın kontrolünü sağlaması için egzersizler oluşturmaktadır. İlaç tedavileri de destek olarak verilmekle birlikte ev ödevleriyle kişinin ilaca bağımlı olmaksızın kendi başına kontrolü sağlaması amaçlanmaktadır.

Tedavide, kişinin olayı algılayış biçimi, partnerinin olup olmaması ve onunla beraber terapiye gelmesi çok önemlidir.

Cinsel tedaviler eğer kişinin başka bir kişilik veya ilişki problemi varsa uygun değildir. Öncelikle kişinin diğer problemlerinin ele alınması ve tedavisi gerekir.Çünkü bu problemler cinsel tedavide engel oluştururlar.Örneğin: kişinin depresyonu ya da partner problemi , boşanma döneminde cinsel tedaviden önce depresyonunun ve ilişki problemlerinin düzenlenmesi gerekmektedir.


EGZERSİZLER

Tedavide egzersizler kişinin kendi başına yapacağı çalışmalar ve partneriyle yapacağı çalışmalar şeklinde düzenlenmektedir.

Erken boşalmada boşalma refleksif hale gelmeden kişinin bunu hissetmesi ve durdurması hedeflenir. Çok erken boşalan kişide, bu noktada herhangi bir egzersiz (sıkma, germe, çift yönlü germe) uygun değildir.

En sık olarak sıkıştırma / sıkma tedavisi de kullanılmaktadır. Cinsel ilişki sırasında veya öncesinde eğer erkek erken boşalma olacağını hissederse cinsel ilişkiye ara verir ve kendisi veya eşi penisi baş ve işaret parmakları ile kavrayarak sıkar; ve penisin uç kısmının hemen gerisine yaklaşık 20 saniye süresince hafif bir basınç uygular, daha sonra cinsel ilişkiye baştan başlanır. Bu yöntem gerektiği kadar sıklıkla uygulanabilir. Basit bir eğitim şekli de ilişki halinde veya mastürbasyon yaparken: penisinizi sizin yada partnerinizin uyarması fakat boşalmadan hemen önce bu uyarıyı durdurması, 30-60 sn. uyarıyı durdurduktan sonra tekrar uyarması ve boşalmadan az önce durdurması şeklinde bir siklusu 5-6 kere tekrarladıktan sonra ancak boşalmaya izin vermektir.

Burada unutulmaması gereken husus, hasta ve partnerinin verilen ödevleri algılayabilecek düzeyde olması ve öncelikle diğer tetkiklerinin tamamlanmış olarak bu terapilere başlanmasının önemidir.


TEDAVİDE DİĞER YÖNTEMLER:

Düzenli bir cinsel yaşam ve sürekli bir partner öneriyoruz. Ayrıca İlaç tedavisi - dopamine antagonistleri - antidepresanlar - anksiyolitikler - Anestezik etkili losyon/kremler de davranış terapiye ek olarak önerebiliyoruz. Ayrıca yoga meditasyondan da fayda görüldüğünü belirten çalışmalar mevcuttur.
Davranış tedavisinin başarı oranı %60-90 arasındadır. Ancak, eşlerin birbiri ile uyumunun iyi olması gerekir ve tedavi edildikten sonra da erken boşalma tekrarlayabilir.


ERKEN BOŞALMANIN ETKİLERİ NELERDİR?

Bir çok erkek zaman zaman erken boşalma problemi yaşamakta ve sonradan kendileri bu sorunu çözmektedirler. Tedavi gerektiren durumlarda ise oldukça başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir.

Kalıcı “erken boşalma” hem erkeğin hem partnerinin seksüel fonksiyonları üzerine zararlı etkileri vardır. Çoğu erkek ilk ilişkilerinde erken boşalma eğilimindedir. Erkeğin cinsel deneyimlerinin sayısı arttıkça ve sevişmenin yapılabildiği uygun ortamlar doğdukça daha güvenli olur ve erkek kendini tutmayı öğrenir. Çoğu erkek bu problemin üstesinden gelir ama bazıları bir uzmanın görüşüne ihtiyaç duyar.

Erken Boşalma Nedir?

Boşalmanın (Ejakulasyon) penis vajinaya girdikten sonra cinsel tepkileri normal olan bir eşi tatmin edemeden olması veya kişinin isteğinden önce olmasına Erken Boşalma ( Premature Ejaculation) denir.

Genellikle dile getirilmesi güç olduğundan ve göreceli bir kavram olduğundan rastlanma sıklığı konusunda yeterli bilgi yoktur. Ancak 25 yaşın altındaki genç erkeklerin üçte birinde ve 40 yaşın üzerindekilerin % 10 unda görüldüğü sanılmaktadır. Aslında hemen her erkek hayatının bir bölümünde bu sorunla karşılaşabilir. En azından ilk cinsel deneyimleri esnasında oluşan gerginlik sebebiyle erken boşalma görülebilir ve zamanla ejakulasyonu kontrol etmeyi öğrenirler.
-penis vajina ya girmeden önce boşalma olursa ::::: ileri derecede erken boşalma

-penis vajina da iken 1 dakika veya daha altı zamanda boşalma ::::: orta derece erken boşalma

-penis vajinada iken 1 ila beş dakika arası boşalma ::::: erken boşalma

olarak kabul edilir.

Vajinismus Tedavisinde Uygulanan Diğer Yöntemler

Vajinismus Tedavisinde Uygulanan Diğer Yöntemler

Vajinismus Tedavisinde Uygulanan Diğer Yöntemler




Vajinismus tedavisinde ilaç ve benzeri destekleme amaçlı ;drug (ilaç) ; kullanımının

;tedavinin çözümünde yeri olmadığı gibi hipnoz yöntemini ise tedavide çözümsüz

kalmadığınızı ;sürece uygulanmaması ;gerekir




Kesinlikle cerrahi uygulamalar ve hastanın direnc gösterdiği terapik uygulamalardan kaçınılmalıdır.

Vajinismus tedavisinde ilaç ve benzeri destekleme amaçlı drug kullanımının tedavinin çözümünde yeri olmadığı gibi

hipnoz yöntemini ise tedavide çözümsüz kalmadığınızı sürece uygulamaması ;gerekir. Çok özel durumlarda ve

bu konuda kesinlikle yeterli tecrübe ve deneyiminiz varsa sınırlı olarak uygulanabilinir. Aksi takdirde hastada daha

olumsuz gelişmelerin oluşmasına neden olabilmektedir.





;

Tedavi olmayı düşünmeniz tedavinizin başlagıç aşamasıdır.

Vajinismus ve Erkekler

Vajinismus ve Erkekler




Vajinismus sorunu erkekte de problemlere neden olabilir mi?



Sorunun tedavisi süreci uzadıkça erkekte kendine güvensizlik,

cinsellikten soğuma, ;ereksiyon problemleri gibi ciddi sorunlarla

karşı karşıya kalma riski de doğabilmektedir.


Ayrıca cinsellik gibi insan fizyolojsi ve aile içi bağlarda önemli bir role sahip doğal bir

sürecin yaşanamaması psikolojik sorunlarla beraber aile içi sosyal sorunlara da

neden olabilmektedir.